USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sadece Seyrediyoruz

06-09-2019

?Sü uyur, düşman uyumaz? atasözünü her duyduğumda toplumsal mühendislik, asimilasyon ve tertibatlar gelir aklıma. Bu planların en çok yoğunlaştığı yer ise bu topraklardır. Çünkü Türk milletini güçlü kılan manevi hasletler vardır. Tarihin seyrinde de görülmektedir ki, Türk milletini topla, tüfekle ve silahla yenmek oldukça zordur. Ancak düşmanlar boş durmamış ve başka yöntemlerle alt etmenin yollarını bulmuşlardır. Günümüzde diz çökmemiz için bu yollar icra edilmektedir. Bu planlar kimi zaman işbirliği protokolleriyle, kimi zaman ticari ilişkilerle, kimi zaman eğitim projeleriyle ve kimi zamanda doğrudan toplumun ahlakını ve maneviyatını zedeleyici medya unsurlarıyla yapılmaktadır.

Devletlerin kendi konumları, tarihi süreçleri ve istikbaldeki planlarına göre kırmızı çizgileri vardır. Her devlet kendine has olmazsa olmazlarını belirler ve bunlar için gerektiğinde savaşı bile göze alır. Ülkemizin de milli siyaseti, kutsalları ve dokunulmazları vardır ve bunun için her daim teyakkuzdadır. Ancak bizi diğer milletlerden ve devletlerden daha güçlü kılan farklı hususiyetlerimizde mevcuttur. Bunların başında ise aile hayatı, insana ve tabiata verilen değerler gelir. Her toplumun kıymetleri ve güzel alışkanlıkları mevcut olmakla birlikte; Türk milletinin mazideki örnekleri insanlık zirvesine yerleşmiştir. Ve bugün mağdurların ve mazlumların hamisi olmak için devletçe ve milletçe büyük fedakârlıklar yapmamızın temel sebebi, içimizdeki o manevi mirastır. Bütün peygamberlerin güzel düşüncelerinin ve uygulamalarının temsilciliğini yapan bir geçmişimizden dolayı, diğerlerinden daha farklı bir güce ve geleceğe sahibiz.

Bugün güçlü devletler, her adım attığı yere kan ve gözyaşı götürürken, biz onların yıkımlarını tamir etmek üzere yola revan olduğumuz için silahtan daha güçlü yönlerimiz var. Biz millet olarak yüreğimizle davranmayı bir gelenek haline getirmişiz. Çoğumuz böyle iken ve bu milletin mayası temizken maalesef yukarıda bahsettiğimiz projelerle insanımız garip bir şekilde değişmeye ve bozulmaya başladı. Son üç asırdır milim milim bizi biz olmaktan uzaklaştırıp alelade bir topluluk haline getirmek için ırkçı emperyalizm ve Siyonizm başta olmak üzere; derin ve gizli güçler büyük bir gayret ve iştahla çalışmaktadır. Düşmanın bu gayretinin maalesef yarısını bile sezmekte ve buna bir çare aramakta yetersiz kaldık. Haliyle tahayyül edemeyeceğimiz vakıalarla karşılaşmaya başladık. Gün geçmiyor ki bir cinayet, bir hırsızlık bir arsızlık olmasın. Ancak bunda da bir gariplik olduğunu düşünüyorum. Evet, genel toplum düzeninde bir sarsılma var, aile hayatımız ve gençlerimiz istediğimiz seviyenin altında, Türk örf ve gelenekleri yerine modern dünyanın ritüelleri daha fazla ön planda, lakin bununla birlikte her şey çokta böyle kendiliğinden akıp gitmiyor. Yani sadece dünya değiştiği için bizde bundan genel anlamda etkileniyoruz dersek yanılırız. Hepsinin altında hassas olmamız gereken sinsilikler vardır.

Devam edecek...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?