Erkan YILDIZ
Sivas Numune Hastanesinde Çocuk Nöroloji Uzmanı olarak görev yapan Dr. Mehmet Gündüzalp, Serebral Palsi (beyin felci) hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, Türkiye’de her yıl 6 bin çocuğa serebral palsi tanısı konduğunun altını çizdi.
Serebral Palsinin genellikle doğum sırasında ya da 0-2 yaş arasında ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Mehmet Gündüzalp, “Serebral palsi çocukluk çağında en sık görülen yaşam boyu süren, özellikle hareket ve postürü etkileyen, ilerleyici olmayan ancak kalıcı bir gelişimsel bozukluktur. Motor yetersizliğine sıklıkla görme ve işitme azlığı gibi duyusal, mental retardasyon gibi bilişsel, dil gelişimindeki gerilik gibi iletişim, algılama, dikkat azlığı, hiperaktivite gibi davranış bozuklukları, epilepsi ve ikincil olarak gelişen kas-iskelet sorunları eşlik edebilir.” dedi
Düşük doğum ağırlıklı olan bebeklerde Serebral Palsi sıklığının 70 kat arttığını belirten Uzm. Dr. Gündüzalp, “Gelişimsel, genetik, metabolik, iskemik, enfeksiyon ve kazanılmış etiyolojik nedenlere göre farklı nörolojik bulgular gösterir. Serebral Palsi serebrum, serebellum ve beyin sapını içine alan bir motor bozukluktur. Serebral Palsi’ye neden olan lezyon değişmez ve yaşam boyu devam eder. Dünyadaki sıklığı 1000 canlı doğumda 1,3-3; erkek / kız oranı ise 1,4/1 olarak bildirilmektedir. Düşük doğum ağırlıklı prematürelerde ( 1500 gr ) Serebral Palsi sıklığı 70 kat artmaktadır. Gestasyon yaşı küçüldükçe sıklığı artmaktadır. Türkiye’deki sıklığı ise 2-16 yaş grubunda 1000 canlı doğumda 4,4 olarak bildirilmektedir. Ülkemizde her yıl 6 bin çocuğa bu hastalığın tanısı konmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalara göre en fazla risk faktörü yüzde 70-80 doğum öncesinde, yüzde 10-20 ise doğum ve sonrasında bildirilmektedir. Hastaların yüzde 20-30’unda ise etiyoloji gösterilememektedir.” dedi
Serebral Palsinin kesin tedavisinin bulunmadığını belirten Uzm. Dr. Mehmet Gündüzalp sözlerini şöyle noktaladı:
“Serebral palsi tanısının konulması sosyoekonomik düzeyi yüksek ülkelerde 12-24 aya kadar, düşük ülkelerde ise beş yaşa kadar gecikmektedir. Tanı için ayrıntılı pre/peri ve postnatal öykünün alınması, psikomotor gelişim özelliklerinin değerlendirilmesi ve ayrıntılı nörolojik muayene yapılması gereklidir. Üçüncü aydan sonra asimetrik el kullanımı ya da iki yaşından önce belirgin el tercihinin olması yine unilateral SP için önemli bir klinik bulgudur. Serebral palsinin kesin tedavisi yoktur. Fizyoterapi, konuşma terapisi, ergoterapi ve medikal tedavisi ve cerrahi tedavi yöntemleri hastaların maksimum potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilir”
Editor : Hayrullah Ağkaş