İlknur ÖZDEMİR
Medicana Sivas Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşegül Altuntaş, Ramazan ayında oruç tutmak isteyen hamile veya emziren kadınların olası riskleri belirlemek için önce hekimleriyle görüşmesi gerektiğini söyledi.
Gebelik ve emzirme dönemlerinin kadınlar için önemli bir dönem olduğunu söyleyen Altuntaş, “Bu dönemler kadının vücut direnci, bağışıklığı ve psikolojisinin daha da hassas olduğu dönemlerdir. Alınan besinler, takviyeler sadece anneyi değil bebeği de etkiler. Oruç tutmak isteyen annelerin bunları göz önünde bulundurarak karar vermesi gereklidir” dedi.
Uzun süre anne karnında aç kalan bebeğin hareketlerinde azalma olabileceğini ifade eden Op. Dr. Altuntaş, “Gebelikte oruç tutulmasının bebek ve anne üzerindeki etkilerinin araştırıldığı birçok çalışma mevcut. Hiçbirinde bebeğin gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri mutlak bir şekilde ortaya konmamıştır, ancak oruç tutmanın mutlak güvenilir olduğu da ortaya konmamıştır. Ancak bilinmelidir ki gebelik dönemi anne adayının kalori ihtiyacının arttığı, kan şekerinin düşük olduğu, özel beslenme programının uygulandığı ve su tüketimine ekstra önem verilmesi gereken bir dönemdir. Uzun süreli açlık durumlarında anne adayının kan şekeri düşecek, insülin seviyesi artacak, keton miktarı artacak, vücudu dolaşan damar içi kan hacmi azalacak ve kalpten vücuda pompalanan kan miktarı azalacaktır. Açlık ve susuzluk durumu devam ettikçe vücut su dengesi bozulacak, böbreklere giden kan miktarı ve idrar çıkımı azalacaktır. Anne karnındaki bebeğin uzun süreli açlık durumlarına verdiği yanıt ise hareketlerinde azalma, iyilik halini değerlendirdiğimiz NST ya da biofizik profil (hareket, solunum, suyunun değerlendirilmesi gibi) testlerinde bozulma seklinde oluyor” dedi.
DENGELİ BİR DİYET PROGRAMI ÖNEMLİ
Oruç tutmak isteyen hamile kadınların dengeli bir diyet programı yapması gerektiğini belirten Altuntaş, “Açlık durumundaki gebenin savunma ve bebeği koruma mekanizması olarak kalpten pompalanan kanı rahime yönlendirmesi nedeniyle annede tansiyon düşüklüğü, bayılma, derin halsizlik, baş ve kas ağrıları görülmesi sıklıkla karşımıza çıkar. Tüm bunlar göz önüne alındığında ısrarla herhangi bir sorun yaşamadan oruç tutacağına inanan ve oruç tutmak isteyen gebelerimize iftar ile sahur arasında alması gereken besin ve sıvının dengeli bir şekilde dağıtılması, et, baklagil, sebze, meyve, kalsiyum kaynağı ürünler başta olmak üzere dengeli bir diyet programı düzenlenmesi önerilir. Ayrıca D vitamini ve demir gibi takviyelerini de aksatmamaları önerilir” diye konuştu.
SIVI ALIMINA DİKKAT EDİLMELİ
Emziren annenin oruç tutmakta zorlanmıyorsa oruç ibadetini yerine getirmesinde sakınca olmadığını ifade eden Altuntaş, “Emziren annede açlık ve susuzluktan kaynaklanan tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk, bayılma gibi durumlar görülmezse ve emziren anne oruç tutmakta zorlanmıyor ise oruç tutmasında sakınca olmayabilir ancak iftar ve sahur arasında beslenme ve sıvı alımına mutlaka dikkat etmelidir. Anne sütünün içeriğini zenginleştirecek besin takviyelerini almalıdır” ifadelerine yer verdi.
Editor : Hayrullah Ağkaş