Türk basketbolunun efsane isimlerinden Hüseyin Alp, 12 Mayıs 1935'te Sivas'ın Kangal ilçesine bağlı Hamal köyünde doğdu. 2,15 metrelik boyuyla dönemin en uzun basketbolcularından biri olan Alp, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başladığı kariyerinde Altınordu ve İTÜ formaları giyerek birçok şampiyonluk yaşadı. 73 kez milli takım formasını terleten başarılı sporcu, 1965-1977 yılları arasında bazı Türk filmlerinde de rol aldı. 8 Ocak 1983'te İstanbul'da hayatını kaybeden Alp, Türk basketbolunun unutulmaz isimleri arasında yer alıyor.
İşte Dev Adam'ın Sivas'tan Yeşilçam'a uzanan yolculuğu...
Gençlik yıllarında babasının cebine koyduğu 50 lira ile Ankara’ya giden Hüseyin Alp, burada belediyeden iş istedi ve Gençlik Parkı’nın girişinde bilet kontrolörü olarak çalışmaya başladı. Boş zamanlarında 19 Mayıs Stadı’nın yanındaki sahayı izlerken, yüksek çembere topu sokmanın kolaylığı dikkatini çekti. Ancak o dönem kimse ona "Gel sen de oyna" demedi.
1960’ta babasını hastaneye götürdüğü Sivas’ta, Nusret Akçay (Sivas 4 Eylül Kulübü Başkanı) ile karşılaşması hayatını değiştirdi. "Sen basketçi misin?" sorusuna anlam veremese de, spor salonunda top ve potayla buluşunca Ankara’daki oyunu hatırladı. Bir foto muhabirinin çektiği görüntülerle, Türkiye’nin en uzun ikinci adamı olarak gazetelere konu oldu.
İki mühendisin desteğiyle İstanbul’a gelen Hüseyin Alp, İTÜ’nün basketbol takımına alındı. Antrenör Yalçın Granit, onu yetiştirmek için büyük emek verdi. İlk resmi maçına Kadıköyspor karşısında çıktı ve 6 sayı attı. 15 numaralı formayı giydiğinde, "Bu takımın en uzun boylusu olduğun için son numara senin" cevabını aldı.
“Basketbol Benim İçin Bir Aşktı”
Hüseyin Alp, röportajında basketbola başlama hikayesini anlatırken, “Sivas’ta boyum nedeniyle keşfedildim. Antrenörler ‘Bu çocukta potansiyel var’ dedi ve İstanbul’a geldim” ifadelerini kullandı. Alp ayrıca, röportajda, "26-27 yaşında spora başladım. Daha erken başlasaydım, dünya çapında bir basketbolcu olabilirdim" diyerek iç geçirdi.
Tarkan Setlerinde Bir Dev
Yeşilçam’ın efsanevi yönetmenlerinden Mehmet Aslan’ın anlattığına göre, Alp, setlerdeki “uysal ve komik” karakteri herkesi şaşırtıyordu. Bir sahnede, devasa kılıcıyla düşmanlarını devirirken kendi ayağına takılıp düşmesi, ekibin unutamadığı anılardan biriydi.
Milli Takım Yılları
1960’larda Türkiye’yi temsil ederken yaşadığı bir anıyı şöyle paylaşıyor: “Yugoslavya maçında ribaund alıp potaya yürüdüm, tribünler ‘Dev! Dev!’ diye bağırıyordu. O anki gururu hala hissediyorum.”
Sivas’a Duyduğu Özlem
Alp ayrıca videoda, memleketi Sivas’la ilgili duygularını “Orada her şey daha saf, daha gerçekti. Bizim oraların insanı çalışkandır, azimlidir” sözleriyle anlatıyor.
