“Yine diyete başladım ama 3. gün bozdum…”

Bu cümleyi sık sık duyuyorum. Belki siz de bu yazıyı okurken aynı duyguyu paylaşıyorsunuz. Ama belki de size hiç kimsenin söylemediği o cümleyi bugün söylemeliyim:

Sorun sizde değil, başladığınız yerde olabilir.

Çünkü birçok kişi diyete yanlış başlıyor. Kendi hayatına, alışkanlıklarına, bedenine ve psikolojisine uymayan bir listeyle… Oysa beslenme; sayı dizileri değil, bir yaşam senaryosudur. Ve her senaryo kişiye özeldir.

Her bireyin metabolizması, hormon dengesi, sindirim sistemi, bağırsak yapısı, stres tepkisi, uyku düzeni ve hatta yemeğe bakış açısı farklıdır. Bu da demek oluyor ki; aynı yemeği yesek bile bedenimiz farklı tepkiler verir. Aynı diyeti uygulayan iki kişi, bambaşka sonuçlar alabilir. Ve bu tamamen doğaldır.

Eskiden “standart” diyet listeleri yaygındı. Belki hâlâ internetten indirilen, arkadaşla paylaşılan, fotokopisi dolaşan listeler var. Ancak artık bilimsel olarak biliyoruz ki beslenme, bireysel olmalı.

Bir öğretmenin, bir hemşirenin, bir emeklinin ya da bir annenin günlük yaşamı, hareket düzeyi ve stres seviyesi farklıdır. O zaman neden aynı saatte aynı yemeği yemesi beklensin?

Kimi sabah kahvaltı yapmadan güne enerjik başlar, kimi kahvaltı yapmadan yürüyemez bile. Kimi gün içinde hafif yedikçe iyi hisseder, kimi üç ana öğünle daha kontrollü olur. Hiçbiri yanlış değil. Uygun olan, kişiye göre değişir.

Vücudumuz bize her gün mesajlar verir:
- Sabah iştahınız yoksa bedeniniz hâlâ dinlenme modundadır.
- Sürekli tatlı istiyorsanız kan şekeri dalgalanıyor olabilir.
- Gece açlıkla uyanıyorsanız gündüz yeterince beslenmemişsinizdir.
- Yemekten sonra uykunuz geliyorsa öğün içeriği size uygun değildir.

Bu mesajlara kulak verdiğimizde aslında “diyet” dediğimiz şey, sadece ne yediğimiz değil, ne zaman, ne kadar, nasıl yediğimiz sorularına da yanıt olur.

Kilo vermek sadece sayısal bir hedef değildir. Asıl amaç:
- Enerji seviyesini artırmak
- Bağırsakları rahatlatmak
- Duygusal yeme krizlerini azaltmak
- Uzun vadede sürdürülebilir bir düzen kurmak

Ve bu ancak kişinin hayatına, karakterine ve fiziksel yapısına uygun planla mümkündür. Diyet; yalnızca bir haftalık bir liste değil, hayata dokunan bir yol haritasıdır.

Beslenme artık “kısıtlama” değil, uyum ve denge meselesi. Kendini tanımadan, kulaktan dolma bilgilerle yapılan diyetler sürdürülebilir olmaz. Başkasının vücudu başka kurallarla çalışıyor olabilir.

Unutmayın:
Başkasının anahtarı sizin kapınızı açmaz.
Beslenme bireyseldir.
En etkili diyet, sizin yaşamınıza en uygun olandır.

Diyet yapmaktan yorulduysanız, belki de artık diyet değil; kendinize göre düzenlenmiş bir yaşam biçimi denemelisiniz.