Metaverse veya Türkçe tabiriyle sanal evren, geleneksel kişisel bilgisayarların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla kalıcı çevrimiçi 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, İnternet'in varsayımsal bir yinelemesidir. 

Metaverse, bilgisayarlar, android cihazlar ve 3D cihazlar sayesinde insan bilişinin yapay bir fiziksel ortama dâhil olmasını sağlamaktadır. Metaverse’ü iletişim perspektifinden yeni bir gerçeklik, anlam dünyası ve iş birliği fırsatları sunan; kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için alt yapı ve etkileşim olanakları tanıyan; farklı gelişmiş teknolojilerin eş zamanlı ve bütünleşmiş bir biçimde kullanıldığı; siber toplumsal bir düzlem şeklinde tanımlamak mümkündür.

Bugün dünyadaki en önemli metaverse yatırımcılarının başında sanal gerçeklik cihazları üzerine çalışan Oculus şirketini 2 milyar dolara alan Facebook gelmektedir. Nitekim Facebook bu alanda Microsoft gibi önemli yazılım şirketleriyle iş birliği anlaşmaları imzalamıştır. Ayrıca Roblox gibi oyun platformları da bu alanda büyük ARGE yatırımları yapmaktadır.

Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson'ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash'de ortaya çıkmıştır. Metaverse kavramı kurgusal bir dünyayı nitelemiştir. Nitekim metaverse kavramı, ortaya atıldığı ilk dönemlerde aşırı abartılı ve spekülatif bir gelecek perspektifi olmakla eleştirilmiştir.

Facebook Reality Labs’ı yöneten Andrew Bosworth, “Bu ürünlerin çoğu ancak önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde tamamen hayata geçirilecek” diyor. Ve Snow Crash tarzı bir çevrimiçi dünyayı çalışır duruma getirmek için üstesinden gelinmesi gereken birçok teknik engel olduğunu belirtiyor.

Özellikle Facebook'un konuya ilgi duymaya başlamasıyla kavram daha da ön plana çıkmıştır. Nitekim elinde büyük bir veri havuzu olan Facebook, milyonlarca insanın metaverilerine sahiptir. Bu da yapay zekâ temelli bir yapay dünyanın, insanların bireysel sınırlarını tehdit edeceği endişesini doğurmuştur.

Bu teknoloji yeterince geliştiği takdirde, insanlar edindikleri sanal gerçeklik cihazları sayesinde alışveriş yapma, sinemaya gitme, kafede zaman geçirme gibi pek çok eylemi fiziksel bir çaba harcamaksızın yapma fırsatına erişecektir.

Metaverse, sanal bir kamusal alan oluşturmayı vadetmektedir. Bu kamusal alanın sanal para birimleri bugün hâlihazırda kripto para piyasasında işlem görmektedir. Bu açıdan kavram internetin geleceği olarak görülmektedir. Metaverse adı verilen bu yapay evrene ilk giriş yapan şehir ise Seul kentidir.

Bir zamanların niş metaverse arazi satın alma ve satma fikri, Facebook'un kurumsal adını Meta olarak değiştirmesi ve değiştirilemez tokenlerdeki patlama nedeniyle son zamanlarda daha yaygın hale geldi. Sanatçıların performans gösterebileceği, markaların reklam verebileceği ve işletmelerin toplantılara ev sahipliği yapabileceği metaverse arazileri son zamanlarda rekor işlem hacimleri gördü.

Artık Meta çatısı altına giren Facebook, metaverse’nin geleceğini araştırırken, aynı zamanda onu alternatif bir dünya haline getirmek için daha fazla araç ve ekipman geliştirmeye çalışıyor. Son olarak giyildiğinde kullanıcıların bu alternatif dünyadaki şeylere dokunmasını sağlayacak dokunsal bir eldiven üzerinde çalıştığını duyurdu.

Meta, “Sanal dünyada gerçek dünyadaki kadar hünerli olamayız” itirafında bulunsa da bu eldivenlerle bu durumu değiştirmeye çalışıyor. Bilgisayarın kullanıcının el hareketlerini anlamasına ve yansıtmasına yardımcı olurken, eldivenler ayrıca basınç, doku ve titreşim gibi şeyler için bir dizi karmaşık, nüanslı duyumlar üreterek kullanıcıya deneyim sağlamayı hedefliyor.

Bitcoin, NFT ve Metaverse derken gerçekliğin ve sanalın birbirine girdiği yepyeni bir dijital evrende hızla ilerliyoruz. Bu dünyada vakit geçirenlerin odağında ise son zamanlarda sanal oyun platformu MANA'da meta araziler satın almak var.

Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm dünya haritasının toplumsal bir düzlem olarak kullanıldığı bazı metaverse evrenlerinde, insanlar meydanları, kültürel binaları, ibadet alanlarını bile satın aldı.

Kripto para birimleriyle Türkiye’de şimdiye kadar sanal olarak 20 bin parsel satılırken, İstanbul satışlarda ilk sırada kendine yer buldu. İstiklal Caddesi, İstanbul Boğazı'nın çevresi, tarihi camiler sanal alıcılarının oldu. Ortaköy ve Boğaz hattında parseller 500 lira iken, Bağcılar ve Esenler’de yaklaşık 135 liraya satılıyor. Bu teknolojinin, gelecek yıllarda daha etkin olması bekleniyor.

Bakalım bizi daha neler bekliyor