Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

SOHBET, RUH, RABITA

Dede-Paşa Efendinin kitabında anlattıklarını analiz etmeye devam edelim:

- Rabıta müridi bozulur da, sohbet müridi bozulmaz.

- Mürşid-i kamil şeriat sohbetini herkese, umuma yapar. Amma tarikat sohbetini iki, üç, nihayet dört müride yapar. Cüz akıl, tarikat sohbetini kavrayamaz. Mürşid-i kamilin sohbeti Kur'an-ı mübin'in asıl tefsiridir. Hakikat tefsiri budur.

İzah: Cüz'i akıl sahibi ibadetle mesul olan kuldur. Ama tarikat sohbeti öyle önemi, öyle gizli ki insanlar bunu anlayamaz, zaten o sohbetler Kur'anın asıl ve hakiki tefsiridir. Aklı cüz sahibi bir Müslüman Kur'anın tefsirini anlayamıyorsa kim anlayacak Kur'an müminlere gelmedi mi

-Ruh gayri mahlûktur. Amma evliyaullahın hizmetine geçip terbiyesine girmedikten sonra kemaline, iktidarına malik olmaz. Ruh, evliyaullahın sohbetini dinlemedikten sonra halinden haberdar olamaz. Ruhun hakikatine malik olunca, beşeriyet, noksan sıfat, ten mezbeleliği ve anasır zıddiyeti zail olur. Akıl mecazdan külle geçer. Yine kuldur amma, Allah'tan iktidar alan bir kul olur…

İzah: Ruh, gayri mahlûktur, buyuruyor Dede-Paşa Efendi. O halde ruh yaratılmamışsa nedir yani Tanrı mıdır Ruh, evliyanın hizmetine geçer ve onun terbiyesine girerse o zaman kemale ulaşır, beşeriyet sıfatından kurtulur, aklı mecazdan, aklı Küll'e ulaşır. Yani İlahlaşır. Yine kuldur ama Allah'tan iktidar alan bir kuldur. Bu kadar sapık ve yanlış sözü bir mutasavvıf, bir tarikat şeyhi nasıl söyleyebilir

Rabıta

-Şayet tarikatın kemaline malik olmuşsan: 'Âlem kamu bir yüzdürür'. Emin ol ki, böyle şeklen şeyhini görürsün. Kimi görürsen gör! Onun için buyurmuştur ki: 'Âlem iyi de bir ben kötüyem'. Ben ne ile iyi olurum Âlemi bir yüzle görürsem iyi olurum. Niyazi Hazretleri buyurur: 'Alem kamu bir yüzdürür Gören onu hayran imiş' Yine buyurur ki:

'İşit Niyazi'nin sözün
Bir nesne örtmez Hakk yüzün
Hak'tan ayan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş.'

İzah: Dede-Paşa Efendi yine buyuruyor ki, Tarikatın kemaline erersen Alemin hepsinin bir yüzü olur ki oda Allah'ın yüzüdür. Yani yine vahdet-i Vücut. Bunu ispat etmek için de söylediği sapık sözler yüzünden ömrü sürgünlerde geçen Niyazi Mısri'nin şiirini örnek gösteriyor. Niyazi şiirinde; 'Hakkın yüzünü hiçbir şey kapatamaz, Haktan daha aşikar bir nesne yoktur, Onu sadece gözsüzler göremez diyerek, oda vahdet-i vücuda inandığını gösteriyor.

-Rabıta Rab'tandır. Terbiye edicidir. Cenabı Allah'tan adalet buyrulan Rahim ve Rahmanı ile bunun salahiyeti ile rabıta ruhun hakikatini meydana getirir. Onlarda öyle bir ihsan, adalet var ki, onlar seni her bir habasetten (pislikten) beraat ettirir. Her bir noksanını ikmal eder. Her bir nezafetini tekmil ederek sahibine kavuşturur. Allah'ın ihsanı hududunda seni ihya, inşad edip sevindirecek iltifata mazhar ederek cemale kavuşturur.

-Gaflet, rabıtanı unutmak; sadakat ise rabıtanı unutmamaktır.

-Rabıta, rabıta, aman rabıta, hemen et rabıta.. Müptedi aleminde (ilk zamanlarda)müridin hayatı mematı ( ölümü) rabıtadır.

-Şeriat terazisi elinde olsun, daima fiilini tart.

-Rabıtaya oturduğun zaman da de ki, Şeyh Efendimizin vücudu Ravza-i muahharadır: de ki Beyt-i Hakikattır. Çünkü insanların zannı nasılsa Cenab-ı Allah nimetini öyle verir. Çünkü bize Allah'ın lütfu mürşidi kamildir.

-Tarikatın karı, kemali rabıtadır. Mühtedilerin derdinin dermanı rabıtadır. Rabıtası sağlam olan, yani mürşidi kamilin emrine muhalif işi olmayanın berzah ile alakası yoktur. Berzah denizin girdabına benzer. Çok mahir bir kaptan ister ki kurtarsın.

-'Ve rabitu vettegullahe leallekum tuflihun.' ayeti kerimesi rabıta ayetidir. Rabıtanın ra'sı ru'yetullah, ra'yı çeken elif de Allah'a karşı aciz olup da 'aman ya rabbi' demektir. Onun için, rabıta ile yediğin yemek, gördüğün hizmet seni rü'yetullaha götürür.

-Baktığını, gördüğünü mürşidin bilirsen, rabıta feyzi alırsın. Sende bu hal bir mürşid muhabbeti meydana getirir. Bu muhabbet ile hem imtihandan beraat eder, hem de feyze nail olursun.

İzah: Dede-Paşa, Rabıtayı bütün dertlerin ilacı, ibadetlerin en makbulü olarak gösterdikten sonra Rabıtaya delil olarak ta Al-i İmran suresinin son (200) ayetini delil gösteriyor. Halbuki o ayette, 'Rabıtu' kelimesi cihad edenlere her zaman birbirinizle irtibatlı olun' emri verilmektedir. Rabıta, Hind mistizminin Yoga'dan esinlenerek uydurduğu ve İslam'a soktuğu bir bidattir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi