Yine aynı meşum hatayı tekrar ederek andık bir yıldönümünde daha.
Geçen yıl “Seneye düzelir” umutlarımız, yine bir başka bahara tehir oldu.
15 Temmuz organizasyonlarından bahsediyorum.
Eskilere, yeni belgeseller ve filmler eklenmiş.
Güzel hazırlanmış, etkili de bir metin dili kullanılmışlar.
Yine göz yaşlarımızı tutamadığımız, anlar oldu.
Elleri öpülesi şehit annelerinin metaneti,
Minnettar olduğumuz gazilerin asaleti
Ve
Çok acıklı hikayeler karşısında insan, insanın erdemini yeniden keşfediyor.
Ama yine, yeniden ve ısrarla aynı hata yapılıyor.
Bunca etkileyici belgesellerde kulakları tırmalayan şey, tekrar tekrar edilerek…
“Demokrasi Şehitleri”
Maalesef, devlet erkanının da sık sık telaffuz ettiği bu yakıştırmayı, ilk kim söyledi bilmem ama dilerim ama hiç değilse bu yılda son bulur.
Zira o gün;
Sürünen, yürüyen, koşan kim varsa hepsi vatan içindi.
Meydanlara çıkanlar, vatan için çıktılar.
Kurşun yiyenler, vatan millet için yedi,
Ve
Gaziler uzuvlarından, şehitler canlarından vatan için vazgeçtiler...
Demokrasi uğruna bir adım atmayacak on binlerce insan, kurşunlara koştu o gün.
Zira vatan sevgisi imandan idi
Ve
İmanlı yürekler vatanları için kanatlandılar.
Ağızların kirli sakızı "Demokrasi" umurlarında bile değildi.
O gece; İşlerine geldiğinde akıllarına “Demokrasi” düşenler, market ve bankamatik kuyruğuna,
Her hal ve şartta “Vatan” diyenler ise şehadet sırasına girmişlerdi…
Lütfen; Vatan gibi aziz ve mübarek mefhumu;
Demokrasi gibi bir sünepeyle takas edip de; Şehitleri mezarlarında kıvrandırdığınız son olsun, olur mu?
Hiç değilse bundan sonra…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.