Hani bir söz vardır; ‘’Suçlu bağırmış, suçsuz insanı korkutmuş’’ Derler.
Şu bir gerçek, bazı şarlatan, suç işleyen yanlış yapan insanlar; sessiz insanlara karşı bağırarak, çağırarak, sesini yükselterek, haklı olduklarını ima etmeye çalışırlar.
Kimi zaman da başarılı olurlar.
Bu bir toplum için istenmeyen bir durumdur. Haklı olanlar değil, haksız olanların sesi daha çok çıkmaktadır...
Ülkemiz içerisinde çeşitli olaylar ve durumlar yaşanmaktadır. Olumlu, olumsuz bu olayları haber kanallarından takip ediyoruz. Olumlu olanlar için seviniyoruz. Olumsuz olanlar için, üzülüyoruz. Sonuçta, Bu Vatan toprağında beraber yaşıyoruz.
İletişim araçları sayesinde her olaydan anında haberdar olma şansımız var. Hatta Dünyadaki bazı olaylar bile; çok kısa zamanda haber kanallarına düşmektedir.
İletişim çok önemlidir. Trump, üzerinde oynanan baskı uygulaması bunun en güzel örneğidir. İletişim ağlarının tekelleşmesi, aynen Dünya haber Medya, kanallarının tekelleşmesi kadar kötüdür. Bugün 2. ABD başkanı seçilen şahıs bile, bulunduğu konuma rağmen, bazı medya gruplarına karşı hamleler yapıyorsa, onları yok sayıyor ise,ortada bir gerçeklik vardır. Sorun vardır. Çözülemeyen mesele vardır. Onlara karşı bir nevi savaş açar durumdadır...
Bu Haber içerikli kanalların dışında bir sosyal medya gerçeği vardır. Doğru ya da yanlış şeyleri; reklam, afiş, haber, toplantı, gösteri , gibi enstrümanlarla kimilerinin haksız olmalarına rağmen, kendi lehine çevirme çabası vardır.
İşte sosyal medyanın artı bir gücü olduğunu fark edenler, O güce sahip olmanın yollarını aramaktadırlar. Trump, olayında olduğu gibi, bu sahanın patronu biziz, mesajını tüm Dünyaya ulaştırmak istemektedirler. Trump ise başka bir medya patronu ile karşılık vermektedir. Ancak o patronun sahip olduğu sosyal medya platformu bile kendisine yapılan engelleyici, saldırılardan etkilenmiştir.
Ortada medya üzerinden, sosyal medya üzerinden, bir güç savaşı vardır. Bunu görmemiz lazım.
Ülkemizde bu durumu çok iyi bilen birileri, bu kurum ve kuruluşlar vasıtası ile, mevcut durumu fırsata çevirme çabası içerisindedirler. Bu amaçla Meydanda olmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Kendi doğrularını ortaya koymanın en güzel metodu olarak, bunu uygulamaktadırlar. O nedenle, bazı sivil toplum örgütleri Devlet veya Hükümet karşıtı her eylemde sahada olmak için çırpınmak tadırlar. Bu tür olayları da fırsat olarak görmektedirler.
Sayın Başkanın ifadesi ile hem de militanvari çıkışlar yapmaktadırlar. Böylece seslerini duyurduklarını ispat etmeye çalışmaktadırlar. Kendilerini mazlum konuma düşürme gayreti ve çabası içerisindedirler
Bu çabaları ile, toplumu yönlendirmeyi hedef almaktadırlar. Kendi yanlarına çekmeyi hedef almaktadırlar. Yahut kendileri çok ses çıkararak; herkesin kendileri gibi düşündüğünü ifade etmek istemektedirler. Kendileri gibi düşünmeyenlerin üzerinde; bu yöntemle doğal bir baskı uygulama düşünceleri hakimdir.
Bu tür insanlar, kendileri çoğunlukta olmasalar bile; bağırarak, çağırarak, hatta değişik eylemler yaparak; gündemde olmayı başarmak tadırlar.
Kendileri azınlıktadır, ancak sesleri ve görüntüleri toplumun çoğunluğu durumundayız, imajı vermeye yöneliktir. Toplumun çoğunluğu sessiz kitleleri, etkileme çabası içerisindedirler.
Ülkede yapılmakta olan, kendilerinin beğenmediği her uygulamayı; değişik mekanlarda, değişik yerlerde değişik eylemlerle protesto ederler. Devlet dairesinde marşlar söylerler... Stadyumda slogan atarlar, sokakta dikkat çekici eylem yaparlar... Olmadı birilerine saldırırlar... Bir yerleri yıkarlar, yağmalarlar...
Örgütlü ve düzenli çalıştıkları için; yaptıkları bu eylemlerle, kendileri azınlıkta olmasına rağmen, çoğunluğun sesi imiş gibi; dikkat çekebilecekleri her mekanda, karşınıza çıkarlar. Evet, örgütlü ve düzenli dedim. Bu çok dikkat çekicidir. Böyle olduğu için, medya, sosyal medya, yazar-çizer takımı, hatta bazı sivil toplum örgütlerinden destek alırlar. Böylece amaç; seslerinin daha güçlü olduğunu ifade etmektir. Güçlerinin çok fazla olduğunu, çevreye kabul ettirmektir.
Şöyle de bir örnek verebiliriz. Mensupları ve yönetimleri, bir parmak sayısının üç-beş katı olan bir dernek; sanki milyonları temsil ediyormuş gibi, ortaya çıkar ve gündem oluşturmaya çalışır. Doğal olarak, bu tür onlarca dernek bir ortak eylem yapmaya başlayınca; en azından eylem alanındaki afişlerde, dernek fazlalığının ayrıntısı göze çarpsın isterler. Bu bir güç ifadesidir. Köpek severler derneği gibi, Bu insanlar köpek saldırılarında ölen insanları görmemezlikten gelirler. O durumlara bile kendilerine haklı nedenler bulmaya çalışırlar.
O nedenle, Sivil Toplum Örgütleri, çok önemlidir. Üye ve taraftar, Sayısı çok az olmasına karşın; bir hayvansever derneğinin yaptığı basit bir eylem; gündeme bomba gibi düşer. Amma, günlerdir devam eden Annelerin eylemi, kimsenin dikkatini çekmez... Haber kanalları sizin gibi düşünmüyorsa, Milyonların katıldığı Ayasofya'nın açılması, es geçilir. Yapılan yeni hizmet yatırımları gündeme taşınmaz. Görmemezlikten gelinir. Nasıl ki, gezi olaylarında canlı yayın yapmak için Taa, ABD' den ülkemize gelen haber kanalları, kendi ülkelerindeki olayları ise, görmemezlikten gelir. Terör karşısında alınan, çok başarılı sonuçlar, hiç gündem oluşturmaz...
Evet, dernekler deyip geçmeyiniz... Sendika deyip geçmeyiniz... Çeşitli meslek grupları deyip geçmeyiniz... Medya, sosyal medya deyip, geçmeyiniz...
Bugün bu alanda örgütlü çalışmanın bedelini; sayıları az olmasına rağmen, sessiz çoğunluğa bu dernekler aracılığı ile yön vermeye çalışmaktadırlar. Tüm meslek grupları, tüm dernekler... Bunlar kendilerini sessiz çoğunluğun da sesi kabul etmektedirler. Çünkü, sessiz çoğunluğun sesini yeteri kadar duyuracak olan insanların; ne yapılanmaları, ne yeteri kadar sivil toplum örgütleri, ne meslek teşkilatları, ne de medya desteği vardır. Üstelik örgütlü olarak çalışmadıkları için; birlikte hareket etme, birlik olma, birbirlerine destek olma gelenekleri de yoktur. Üstelik cesaretleri de sınırlıdır...
Örgütlü çalışanlar ise; daha ses getiren daha diri ve canlı görünümlü, birlikte hareket eden, daha cesur davranan, sesli azınlıklar dır...
Özelde,
Oysa birileri bu mübarek günlerde bile, tüm değer yargılarımızla alay ediyorlar, hakaret ediyorlar, ötekileştiriyorlar… Toplumdan yeteri kadar tepki gelmiyor… Çünkü sessiz çoğunluklar yeteri kadar örgütlü değillerdir.
O halde her alanda yasal olarak örgütlenmek, sesinizin çıkması anlamına gelmektedir… O halde sesinizi duyalım... Haberiniz olsun…
Son Dakika; Malum terör devleti katliamlarına Gazze’de devam ediyor...