
Şadiye ÖZTÜRK
Bu Dünyaya Böyle Güzel Adamlar Gerek
Güzel adamlardan yedisi bir araya gelmiş, ne iyi etmiş. Artık cuma akşamları hanelerimize şiir doluyor. Ve gecemiz yedi güzel adam sayesinde güzelleşiyor. TRT 1 ekranlarında yayınlanan Yedi Güzel Adam, geçtiğimiz haftalarda , yeni yayın dönemine, yeni günüyle merhaba dedi. Yine bu sezonda da yaşanmış olaylarla ve yaşanmasını istediğimiz olayları anlatması bakımından takdire şayan olmuş.
Kara Lise 'de hayatları kesişen yakın edebiyatımıza damgasını vuran ve Maraş ekolünü temsil eden şair ve yazarlardan yedisinin hayatından kesitleri ekrana taşındığı; ''Yedi Güzel Adam'' filminin 2013 mart ayında tanıtımları yapılmaya başlandığında, inşallah tebriğe, takdire ve hayrete şayan bir iş çıkarmışlardır demiştim kendi kendime…Merakla beklenen dizi nisan ayında seyircisiyle buluşmuş, beni de izleyiciyi de , hayal kırıklığına uğratmamıştı. Ünlü şair Cahit Zarifoğlu 'nun ''Yedi Güzel Adam'' şiirinin isim babalığı yaptığı dizi izleyiciden geçen sezon tam not almıştı.
Diziyi biraz hatırlayacak olursak, Türk edebiyatında bir döneme damgasını vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'ın hayatlarının anlatıldığı film, 1950 ve 1970'li yıllar arasında geçiyor. Yedi güzel adam , yedi ayrı hikaye aynı zamanda. Çekimleri Maraş 'ta yapılan dizinin, oyuncu kadrosunun da oldukça geniş olması dikkatleri üzerine çekiyor. Uraz Kaygılaroğlu (Erdem Beyazıt), Baran Akbulut (Cahit Zarifoğlu) Mertcan Sevimli (Rasim Özdenören), Kemal Uçar (Nuri Pakdil) Çağdaş Tekin (Ali Kutlay) Yiğit Çakır (Akif İnan) Orhan Kanalp (Alaaddin Özdenören) Yıldız Çağrı Atiksoy (Zehra) ve Şahika Koldemir (Naciye) gibi oyuncular rol alıyor.
Şimdi gelelim yeni sezonda da bizde bıraktıklarına; her şeyden önce ekranlarımıza şiir, edebiyat, incelik yağdı… Edep kokan, aşk kokan, kardeşlik kokan Yedi Güzel Adam, televizyonda edebiyatla ilgili ilk dizi. Acaba kim kimi aldatacak, kim kime ne kötülük edecek dediğimiz dizilerden , acaba hangisi hangi şiiri okuyacak dediğimiz dizilere geldik. Çok şükür... Kültürümüzü darmadağın eden dizilerin yanında, edebiyatla ilgili bir dizi olması sevindirici. İnsanın kendi ruh dünyasına ait bir şeyleri seviyeli bir şekilde ekranda görmesi, büyük saadet. Yedi Güzel Adam'da , aşk, nostalji, edebiyat, şiir, vefa, duygu, hüzün hep bir koldan yayılıyor çünkü… Her yerden insanı yakalayan bir proje.
Daha o yıllarda edebiyata gönül veren yedi gencin, benzersiz ve yıkılmaz dostlukları , vefaları , aşk ekseni etrafında kesişen hayatları izleyicilere : ''İnsanın böyle 'benzer'siz ve 'ben'siz dostları olmalı.'' dedirtti. Bu nesle dostluğun nasıl olması gerektiğini gösterdi. İnşallah izleyenlere de feyz olur dostlukların kıymetini bilirler. Yedi Güzel Adam'ın verdiği, ekranda alışık olmadığımız muhteşem duygu, düşünce iklimi, gönüllere işlenen nezaket çok önemli bence..Zarif şairlerin, imanlı yüreklerinden yükselen mısralar , şiire tekrar tekrar aşık olmamıza sebep oldu. Zaman ve mekan adeta şiire akıyor bu dizinin içinde. Edebiyat çevrelerinde Yedi Güzel Adam, tanınmasına rağmen, halk tarafından çok fazla bilinmiyordu ve bizim halkımızın yedi güzel adamı tanıması gerekiyordu. Çünkü bu insanlar , bizim insanımızın şiirini yazdılar. Özellikle genç nesil, (arkadaşlarının şiir avcısı) dediği Erdem Bayazıt'ı , fikir ve aksiyon adamı , Cahit Zarifoğlunu bu sayede tanıdı. Teknik açıdan değerlendirmediğim dizinin, duygusal yoğunluğunun fazla olması, jenerik müzikleri, okunan şiirleri, verilen nasihatları, üstad Necip Fazıl'ın dizide rol alması, dizinin zenginliklerindendi kanaatimce. Daha da önemlisi geçtiğimiz haftalarda Filistin konusunun işlenmesi , ''Hepimiz Kardeşiz'' etiketiyle kardeşlik vurgusunun yapılması geç bir saatte yayınlanmasına karşın sosyal medyayı salladı. Ümmi Sinan ilahisiyle yapılan tevhid zikri sahnesi ise yüreklerimize dokunan, bize kardeşliği ve ayrımlardan ayrılmak gerektiğini hatırlatan bir sahneydi.
1950 ve 1970 yılları arasındaki kültürü anlatması, o dönem Türkiye'sine ve Kahramanmaraş 'a ışık tutması -ki bu dersi hayatta hiçbir yerde göremeyiz - bir nesle o dönemin acılarını hatırlatması da dizinin dikkat çekici başka özellikleri.
İşte bu yüzden şiir gibi hayatların şiir tadında hikayesinin bana hissettirdiklerini seviyorum. Harfleri kelimelere, kelimeleri dizelere dönüştürüp sol yanıma dokunmasını seviyorum. Özellikle Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu hiç susmasınlar hep şiir okusunlar istiyorum.
Böyle benzersiz dostlar bulmak zor şimdi, hasılı yedi güzel adam olmak da zor. Okuduklarımızı izlemek ne güzel bir keyif.. .Sizleri tanımak ve okumak ne özel. Bu zamanda ekranlarda dahi olsa güzel adamlar görmek umut veriyor insana, geleceğe. Bu güzel dizi ile yedi güzel adamı bir kez daha ölümsüzleştiren ve bizlere tanıştıran TRT 'ye, dizi ekibine de emekleri için teşekkürler…Sizlere minnettarız .Dilerim memleketimin yedi güzel adamları hiç bitmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.