Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

ÇIRPINIRDI KARADENİZ

Tarih 1 Mart 1992… Almanya'nın doğu blokunun yıkılmasının ardından Yugoslavya'da başlayan bağımsızlık mücadelesi ve batının gözünün önünde gerçekleşen Müslüman katliamı…Savaş sonrası Bosna'nın yaralarını bir nebzede olsa sarmak için giden Türk askerlerinin anlattıkları…
''Beni Türkiye'den Gelen Su ile Yıkayın''
NATO kapsamında Bosna-Hersek'te barış gücü olarak görev yapan askerlerimiz, orada içme suyu dağıtımı yaparlar. Herkese bir damacana su verilir. Bu esnada görevli komutan kamyonun başında seslerin yükseldiğini, bir kargaşanın olduğunu fark eder. Kamyonun başına gittiğinde askerimize, ''sorun nedir '' diye sorar. Askerimiz, herkese bir damacana su verebildiklerini ama yaşlı amcanın ısrarla iki damacana su istediğini söyler. Komutan ''amcam, herkese bir su verebiliyoruz. Eğer kalabalık bir aile iseniz size iki su verelim ama siz iki kişisiniz. Neden istiyorsunuz'' deyince yaşlı amca, ''oğlum, ben 80 yaşındayım. Eşime vasiyet ettim, ölürsem Türkiye'den gelen su ile yıkayın beni. O yüzden iki damacana su istiyorum'' der. Bunun üzerine komutan, yaşlı gözlerle askerlere ''amcama istediği kadar su verin'' talimatını verir.
''Sizin Geleceğinizi Biliyordum''
…Bosna'da yaşayan savaş mağdurlarının ihtiyaçlarını karşılayan askerlerimizin yolu bir dağ köyüne düşer. Köyün ileri gelen yaşlısından köylülerin isimlerini ve isteklerini liste yapmasını isterler. Yardım paketleriyle köye geldiklerinde, köyün ileri geleni, ''listenin yapıldığı gün bir teyzemiz evi yüksek bir tepede olduğu için gelememiş, biz de ismini yazdırmayı unuttuk. Mümkünse ona da yardım götürebilir misiniz'' diye sorar. Türk komutanda götürebileceklerini belirtirler ve biri yüzbaşı, diğeri binbaşı iki askerimiz yardım paketini alırlar ve teyzenin evinin yoluna koyulurlar. Yüksekçe bir tepenin başında olan eve varıp, kapısını çaldıklarında yaşlı bir teyze açar kapıyı ve elinde yardım paketiyle bekleyen askerlerimize, ''Siz Türk müsünüz '' der. Askerlerimiz ''evet teyze, nerden bildin '' diye sorarlar. ''sizin geleceğinizi biliyordum'' der. Teyze eve girince, kapının önündeki basamaklara oturan askerlerimiz şu türküyü söylemeye başlar (1914'te Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'nda Kırım Türklerine yardım etmesi üzerine Ahmet Cevdet Hacıbeyli'nin Gence'de yazdığı şiir);
Bakıp Türk'ün bayrağına Ah ölmeden bir görseydim Düşebilsem toprağına Sırmalar sarsam koluna İnciler dizsem yoluna Fırtınalar dursun yana Yol ver Türk'ün bayrağına. Kafkaslar'dan esen yeller Şimdi Sana selam söyler Olsun bütün Moskof eller Kurban Türk'ün bayrağına.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi