
Şadiye ÖZTÜRK
MEKTUP´UN ARDINDAN
Merkel'in Türkiye'ye geleceğini duyan 100 akademisyen mektup yazma ihtiyacı duymuş. İnsan haliyle merak ediyor, ne yazmışlar, niçin yazmışlar Merakımı gidermek için mektubu sonuna kadar okudum. Devenin eğriliği bile bu mektubun ucubeliğini anlatmaya yetmez. Adamlar Erdoğan ve Davutoğlu'nun isimlerinin başına ''Sn'' yazınca, akademik dil kullanınca kibar olduklarını, hoca olduklarını ve başlarında ünvanları olunca kale alınacaklarını zannediyorlar.
Beyler (siz cinsiyet ayrımına karşı ve eşitlikçi olduğunuz için bazen beyler, bazen bayanlar demekte bir beis görmüyorum), Almanya yıllarca PKK'yı elinde bir koz olarak barındırmış, istihbaratı güçlü bir ülke. Yıllarca Türk işçileri ülkesinde çalıştırmış. Almanya'da hatrı sayılır Türk kökenli Alman vatandaşı var. Bu nedenledir ki Türkiye'nin siyasi geçmişi hakkında, insan ve toplum psikolojisi hakkında derin bilgileri vardır. Son yıllarda da Türkiye'nin özellikle havacılık alanındaki yatırımlarını yakından takip ettiğini, geziye müdahil olduğunu, Alman kanal FOX'un sahibi Rupert Murdoch'ın Türkler ve İslam hakkındaki görüşleri herkesin malumu. Demek ki neymiş bayanlar, sizin saçma sapan mektubunuza ihtiyaçları yokmuş Merkel'in. Mektup eline geçtiğinde, eminim kurmaylarıyla okuyup okuyup gülmüşlerdir. Merkel 2005 yılından bu yana Almanya'nın başında, Erdoğan'dan önceki Türkiye'yi de iyi tanıyordur, Erdoğan'dan sonraki Türkiye'yi de. 2002'ye kadar ben aleviyim, ben Kürdüm diyemeyenler, bugün Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı'na diktatör diyebiliyor, onu ulusta, uluslararası platformlarda fütursuzca eleştirebiliyor ama işin garip yanı Erdoğan özgürlükleri kısıtlayan adam oluyor. Leyla Zana'nın mecliste Kürtçe konuştuğu için hapse atıldığı günlerden, mecliste vekillerin Kürtçe konuşabildiği noktaya Erdoğan ve arkadaşlarının siyasetteki reformları sayesinde gelmedik mi Bugün Diyarbakır'ın yanına Amed levhası asılabiliyorsa, hepinizin yüzüne söylüyorum, Erdoğan ve yol arkadaşları sayesinde.
Gelelim Türkiye'deki yansımalarına… Yav bu Erdoğan düşmanlığınızdan, saplantınızdan artık gına geldi. Nasıl bir yaşantınız var Heralde derslerinizde Erdoğan anlatıyorsunuz, sohbet konunuz Erdoğan oluyor, rüyalarınızda Erdoğan görüyorsunuz. Ahmet Selçuk İlkan'ın şiirinde bahsettiği gibi, sizler için de heralde ''günlerden Erdoğan ertesi, saatlerden Erdoğan''.
Ama sizleri de anlamak lazım. Erdoğan'ı neden seveceksiniz ki… Her konu hakkında söz sizindi, ekranlar sizindi, her yerde köşeler sizindi. Artık sizin kompleksli, jakoben hallerinize tevessül eden yok. Çünkü Erdoğan hepinizin maskesini düşürdü. İşte bu yüzden bu kadar saldırgan ve akıl dışı davranışlar sergiliyorsunuz.
Ama bundan sonra böyle. İşinize gelip gelmediği de umurumuzda değil. Fikirlerinizle, hastalıklı beyinlerinizle marjinalleşmeye, tarihin ücra köşelerinde kalmaya mahkumsunuz. Allah hepimizi vatanını düşünen, akl-ı selim insanlardan eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.