
Şadiye ÖZTÜRK
MUTASAVVIFLARDAN HADİS RİVAYETEDENLER
Hadis rivayeti başladığı zaman henüz 'Sofi' kelimesi olmadığı için, bu konularda hadis rivayet edenlere 'Abid', 'Zahid' deniliyordu. Daha sonra ki dönemler de 'Sofi', 'Sofiye' gibi tanımlamalar da kullanılmaya başlandı.
Önce Hadis uyduranlara adı karışan Sofiler:
1-) Ebu Davud Süleyman b. En Nehai, el Bağdadi: Rical (Raviler) kitaplarının verdikleri bilgilere göre, gecelerini ibadetle, gündüzlerini oruçla geçiren biriydi. Ama aynı zamanda hadis uyduran bir kişi olarak biliniyordu. 'Zehebi', onu değerlendirirken 'Kezzap' (Aşırı yalancı) olarak bahseder. Yine bu kişi için Yahya b. Main, 'Hadis yalan ve hadis uydurmakla tanınır, Ahmed b. Hanbel, 'Hadis uydurdu' der. Buhari, 'Metruk, yalanı ile tanınmış', İbn Hıbban, 'görünüşte Salih bir zattı fakat hadis uydururdu,' İbn Adiy, 'Hadis kritikçileri onun hadis uydurduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır', el Hakim, 'İbadetinin çokluğuna, dünyadan el etek çekmesine rağmen hadis uydururdu' demişlerdir.
2-) Ğulam Halil (275): Bağdat'ın önemli zahitlerinden olup dünya arzularından uzak ve halk tarafından sevilen bir kimseydi. Hatta ölümüne çok üzüldüğü için çarşı halkı dükkanlarını kapatmıştı. Bu üstün meziyetine rağmen hadis uydurdu. Ğulam Halil hakkında, Dare kutni, 'Metruk', Ebu Bekir en Nakkaş 'Vahi', İbn Adiy, 'Yalancı raavi olduğu kesin', Zehebi, 'Hadis uydurmakla tanınmıştır' demişlerdir. Ölümünden önce 'akıbetin hakkında ümitli misin ' Diye sorduklarında 'Nasıl ümitli olmam, Hz. Ali hakkında yetmiş tane hadis uydurdum' diye cevap vermiştir. Yine kendisine 'Güzel ahlakla ilgili olarak anlatıp durduğun hadisleri nereden aldın' denildiğinde, cevabı: 'Onları halkın kalplerini yumuşatmak için uydurdum' demiştir.
3-) Eban b. Ebi Ayyaş (140) Çok muttaki bir hayat yaşamasına rağmen hadis uydurduğu tespit edilmiştir. Enes b. Malik'e (93) dayandırarak rivayet ettiği hadislerden 1500 tanesin gerçek anlamda isnatlarının olmadığı ortaya çıkmıştır. Şube b. Haccac, (160) 'Kişinin zina etmesi, Eban'dan hadis rivayet etmesinden hayırlıdır' demiştir. Onun metruk bir Ravi olduğu hususunda Yahya b. Main (234), Ahmed b. Hanbel (241), en Nesai (303), İbn Hatim er Razi (327) ve Darakutni (385) ittifak etmişlerdir.
4-) Vehb b. Hafs b. Amr el Beceli el Harrani (250) , Yahya b. Said (198) 'Zühd ve Hayra, kendisinden fazla nispet edilen kimse görmedim', İbn Adiyy (365) in 'Salih bir kimsedir, yirmi sene inzivaya çekilmiş ve hiç kimse ile konuşmamıştır.' Diye tanıklık yapılan bir kişidir. Buna rağmen, hadis bilginleri tarafından yalan söylediği ve hadis uydurduğu belirlenmiştir. Yine, Hafız Ebu Arube ( 308) onun yalancılığına hükmederken, ed Darekutni (385) 'Hadis uydurdu' açıklamasını yapmıştır.
5-) Meysere b. Abdirabbih et Tüsteri el Farisi el Basri (H. 3. asır), Kur'anı kerimin belli surelerini okuyanların, belli sevaplar kazanacağını ifade eden hadisleri nereden aldın diye sorulduğunda 'İnsanları Kur'an okumaya teşvik için ben uydurdum ' demiştir. Hadis araştırmacılarından, İbn Hammad, Nesai, Darekutni, Ebu Zura, İbn Hıbban ve Ukayli, metruk ve hadis uydurdu demişlerdir.
6-) Sabit b. Musa ed Daiyy el Kufi ed Darir ( 229), Rical kitaplarında Abid, Zahid ve Salih bir zat, meşhur bir Sofi olarak bildirilmesine rağmen yalancılıkla itham edilmiştir.
7-) Hüşeym b. Beşir (183), yirmi yıl Yatsı namazının abdesti ile sabah namazı kıldığı bildirilse de Hadis uydurmanın caiz olduğunu söyleyenlerdendi.
8-) Abdullah Eyyüb b. Ebi I'lac el Mavsili ( ) Salihlerin ulularından kabul edilmesine rağmen onun için ez Zehebi 'Hadis uydurmakla itham edilmiş be yalancı' demiştir.
9-) Abbad b. Kesir el Basri (150), yine Salih bir kişi olarak tanınmış, İbn Mübarek (181) , 'Ondan hadis almayın' Yahya b. Main (234), 'O' bir şey değil', Buhari, Nesai, 'Metruk', şekline değerlendirmişlerdir.
10-) Abdullah b. Muharrer el Cezeri ( ), Müslim ( 261), Abdullah b. El Mübarek, onun Salihliği hakkında yanıldıklarını bildirmiştir. Ahmed b. Hanbel (241) 'İnsanlar onu hadisini terk etmiştir' demiştir. Darakutni (385) 'metruk', İbn Hıbban (354) 'Allah'ın hayırlı kullarındandı, ne var ki bilmeden yalan rivayette bulunur, anlamadan rivayetleri birbirine karıştırırdı. Yahya b. Main (234) 'güvenilir değil' demiştir. 'Her şeyin bir süsü vardır, Kur'an-ın süsü de güzel sestir' sözü onun uydurmalarından sadece biridir.
Yine kayıtlarda bulunan Ali b. Abdullah el Berdani, Allan b. Zeyit es Sufi, Ömer b. Vasıl ve Ebu Bekir Abdurrahman b. Affan gibi zahid, sofilerinde yalan ve yanlış hadis rivayet ettikleri bildirilmiştir.
Yukarıda ismi geçen sofilere karşılık, hadis rivayetinde güvenilir bulunan ve rivayet ettikleri hadisler 'Kütübü sitte'ye (Altı güvenilir hadis kitabı) konulan zahid, sofiler de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Hasan-i Basri (110), Alkame b. Kayıs ( 161), İbrahim b. Edhem (161), Fudayıl b. İyaz (187), Beyan b. Amr Buhari ( 222) bu isimlerin rivayetleri güvenilir bulunmuştur.
Meşhur Sofilerden Şakik el Belhi (153) hakkında ise hedis otoriteleri 'Münkerül Hadis' şeklinde cerh ifadesi kullanmışlardır.
Rabia el Adeviyye (135) hadis rivayet işini, mal ve evlat fitnesinden daha büyük bir fitne olarak gördüğünü bildirmiş, Süfyani Servi (161) yi çok iyi bir insan kabul ettiği halde hadis rivayetine düşkünlüğünü yadırgadığını söylemiştir.
Anlatılanlardan, bütün Sofilerin hadis uydurduğu izlenimini vermek doğru olmaz. Ancak hadis ilmine vukufu olan büyük hadisçiler ve bütün usul kitaplarının mevzu hadislerle ilgili bölümlerinde görüş bildiren usul alimleri, Sofi ravilerin 'Terğib-Terhib' (Hayra teşvik, günahtan kaçındırma) konularında Allah rızasını kazanacakları ümidiyle hadis uydurma işine karıştıklarına dair bilgiler vermişlerdir.
Sofi muhitinden olan Leknevi (1034), 'zühd ve veralarına rağmen zahidlerin nasıl hadis uydurabildikleri' şeklinde bir soruya şöyle cevap verilmiştir: 'Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü zahidlerin çoğu, helal ile haramı ayırt edemeyecek derecede cahil idiler. 'Terğib ve terhib' konularında hadis uydurmakta sakınca bulunmadığına inandılar. Hatta sevap amacıyla bunun vacip olduğunu sandılar. Bu şekilde Allah'ın rızasını kazanacaklarını sandılar. H. Peygamber hakkında yalan uydurmayı yasaklayan hadis hatırlatılınca 'Biz Hz. Peygamberin (s.a.) aleyhine değil, lehine yalan söylüyoruz' diye cevap vermişlerdir.
Not: 'Sofiler ve hadis' konusunda yazdığım bu yazıların kaynağı, günümüz araştırmacılarından Muhiddin Uysal Hocanın 'Tasavvuf kültüründe Hadis' isimli kitabından istifade edilerek yazılmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.