İki takım arasında geçen bir mücadelenin istatistikleriyle yazımıza başlayalım. Ev sahibi ekip yüzde 75 topa sahip olma oranı ile oynarken, deplasman takımı yüzde 25 kalıyor. Ev sahibi ekip 52 defa ceza sahasına orta yaparken, deplasman takımı 11 orta yapıyor. Ev sahibi 21 şut denemesi yapıyor, deplasman takımı 8 şutla karşılık veriyor. Korner sayıları 13' e 2, pas sayıları 705' e 102, pas yüzdeleri yüzde 86' ya 56... Baktığımızda ev sahibi takımın topla oynamayı seven, topa çok yüksek oranlarda sahip olan bir takım olduğunu görüyoruz. Pas sayılarının fazlalığı ve pas yüzdesi de dikkat çekiyor. Bu takımın deplasman takımına karşı ezici bir oyun ortaya koyduğunu sadece bu istatistiklere bile bakarak söylenebilir. Bunca rakamına ardından skor tahmini yapmamız istense herhalde hepimiz ev sahibinin ağır bir farkla galip geldiğini düşünürüz. Peki bu maçın skoru ne Ev sahibi ekip 1-0 mağlup! Deplasman ekibi bulduğu tek kontratakta golü buluyor.

Bu istatistikler Barcelona veya bir Avrupa devine ait değil, bu istatistikler Sivasspor' un hafta sonu Çaykur Rizespor karşısında evinde oynadığı maçın istatistikleri… Bu istatistikler Sivasspor' un sene başından beri özellikle iç saha maçlarında tekrarlanıyor. Fakat 4 iç saha maçında alınan 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet… Peki bu istatistiklerin karşılığı neden alınamıyor

Sivasspor, Roberto Carlos' u takımın başına getirdiğinden bu yana topa hakim olmaya dayalı ofansif futbol oynuyor. Bunu sürekli belirtiyoruz. Her maçta oyunun hakimi olarak görünüyor. Çok yüksek topla oynama ve pas istatistiklerine imza atıyor. Özellikle bu yıl iç saha maçlarında takım baskı kuruyor, topa sürekli hakim ama sonuç alınamıyor. Ben bu kötü sonuçları yaratıcı oyuncu eksikliği, santrafor eksikliği gibi sebeplere bağlıyorum fakat ortada daha vahim bir durum var!

Geçen yazımda Sivasspor' un Aatif Chahechouhe' ya ne kadar bağımlı olduğundan bahsetmiştim. Beşiktaş maçında bunun ne kadar gözle görülür bir bağımlılık olduğu ispatlandı. Aatif bu takıma geldiğinden beri yeri geliyor oyun kurucu oluyor, yeri geliyor kanat oynuyor, yeri geliyor en ileri uçta yer alıyor. Takım o olmadan ofansif anlamda hiçbir varlık gösteremiyor. Sivasspor hiçbir dönemde bir futbolcuya bu kadar bağımlı kalmadı! Takımın orta saha oyuncularının yaratıcılık özelliği zaten kısıtlı… Bunun üzerine ileri uç oyuncuları ve kanat oyuncularının da sorumluluk almamaları tabelada skorun değişmemesinin çok önemli bir nedeni! Takım topa ne kadar sahip olursa olsun, ofansif anlamda ne kadar üstün görünürse görünsün, ne kadar pas yaparsa yapsın hücum oyuncularının bu tavrı tüm çabaları boşa çıkarıyor. Takım defanstan uzun topla çıkmıyor, mükemmel bir anlayışla kısa paslarla çıkıyor. Orta sahada da bu paslaşmalar sürüyor. Fakat rakip ceza sahasına yaklaştığımızda Aatif haricinde hiç kimse ne bir ara pas denemesi yapıyor, ne bir adam eksiltme girişiminde bulunuyor! Cicinho' nun olağanüstü bindirmelerine ve ortalarına saygı duyuyorum ve çok beğeniyorum. Yine Ziya da onun kadar olmasa da hücum bindirmeleri yapıyor. Fakat yapılan ortalar takımda bunları değerlendirecek özellikte isimler olmadığı için işe yaramıyor. Daha önce de söylediğimiz gibi Utaka' nın bir kanat oyuncusuna göre daha ofansif şekilde yan forvet olarak kullanırsak, onun adam eksiltme özelliği takıma hücum alternatifi oluşturur. Onun yerine santrafor bölgesinde bu ortaları daha iyi değerlendirebilecek bir isme forma vermek ara transfer dönemine kadar alınabilecek ilk önlem olacaktır.