
Şadiye ÖZTÜRK
ÖĞRETMEN YETİŞTİRME(ME) MESELEMİZ
Öğretmenlik en kutsal mesleklerin başında gelir. Peygamberler öğretmendir; insan yetiştirme ortak paydadır. Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur. Öğretmen toplumun ruh mimarıdır. Bu nedenle gelişmiş ülkeler öğretmenlik mesleğine gereken önemi vermektedirler. Eğitime yatırım yapmayan hiçbir ülke kalkınamamıştır. Kalkınmanın temeli eğitime maddi, manevi gereken önemi vermekle başlar, doğudan batıya bunun örnekleriyle doludur.
Hele bizim ülkemizde eğitim her şeyden çok daha önemli olmak zorundadır. Ana sınıfından- liseye 20 milyon öğrencimiz bulunmaktadır. Üniversite okuyan veya okuma çağında olanlarla birlikte bu sayı yaklaşık 25 milyonu kapsamaktadır. Yani nüfusumuzu 75 milyon kabul edersek TÜRKİYEDE HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ ÖĞRENCİDİR. İşte bu nedenle bizim ülkemiz için eğitim daha da önemli olmak zorundadır. Bizim öğrenci sayımız birçok devletin toplam nüfusundan daha büyüktür. Örnek olması açısından İsveç 9 millyon, Belçika 9 milyon, Fillandiya 5 milyon, İsviçre 9 milyon, Danimarka 5 milyon, İrlanda 4 milyon, İzlanda üç yüz bin… 25 milyon öğrencimiz, yaklaşık 50 milyon genç nüfusumuz ülkemizin en büyük zenginlik kaynağıdır. Nüfus en büyük güçtür, genç nüfus ise her türlü değerli madenden daha kıymetlidir ancak eğitimli olursa. Yakında yüz milyon nüfusumuz, yetmiş beş milyonluk genç sayımızla dünyanın en büyük güçlerinden biri olacağız. Ama 75 milyon olacak gencimizi kaliteli bir eğitimle yetiştirebilirsek.
İyi eğitimle gençlerimizi donatmanın yolu iyi öğretmen yetiştirmekten ve eğitime yatırım yapmaktan geçer. Hükümete göre eğitime cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımını yaptıklarından öğrencilerin ders kitaplarını, tabletlerini ücretsiz verilmesinden bahsediyorlar. Unuttukları, görmezden geldikleri konu ise yaptıkları hiçbir yatırımın içinde öğretmen yoktur. Öğretmen bu yatırımların neresindedir Oysa EĞİTİMİN ASLİ UNSURU ÖĞRETMENDİR. HİÇ BİR TEKNOLOJİ ÖĞRETMENİN YERİNİ TUTAMAZ. ÇÜNKÜ ÖĞRETMEN ÇOUKLARIMIZIN RUH MİMARIDIR. ÖĞRENCİYE RUHU HİÇ BİR TABLET KAZANDIRAMAZ. Son on üç yılda seçmene şirin gözükmek için yapılan veya yapılmayanlarla öğretmenlik mesleği itibarı ayaklar altına alınmıştır. Memurlar içinde kariyer meslek sahibi olmasına rağmen öğretmenden daha az maaş alan başka memur yoktur.
Bir dönem bütün üniversite mezunları öğretmen yapıldı. Mühendisinden, baytarına kadar. Şimdiki durum daha da vahim. Yirmi kaynaktan öğretmen yetişmektedir. Eğitim fakülteleri, fen-edebiyat fakülteleri, ilahiyat fakülteleri ve açık öğretimden öğretmen yetişmektedir. Fakülteleri kazanmada en yüksek puan sıralamasında tıp, diş, eczacılık, mimarlık ve hukuktan sonra en yüksek puanla eğitim fakülteleri( özellikle matematik öğretmenliği) öğrenci almaktadırlar. Türkiye'nin en zeki, başarılı öğrencileri eğitim fakültelerine yerleşmektedir. Doğrusu da budur; geleceğimizi yetiştirecek öğretmenlerin zekaca, bilgice başarılı olanlardan oluşması kalkınmanın ilk şarttır. Ama seçmene şirinlik için fen edebiyat, ilahiyat şimdide açık öğretim mezunları öğretmen olabilmektedir. Gelin konuyu rakamlarla anlatalım. Eğitim fakültesi matematik öğretmenliği 400'lü puanlarla öğrenci alırken fen edebiyatlar 200'lü puanlarla öğrenci almakta, açık öğretim ise 180 taban puanıyla öğrenci alıp, öğretmen yetiştirmektedir. Üniversite sınavında bir puanla yüzbinlerce öğrencinin önüne geçilirken arada iki yüzden fazla puan farkıyla öretmen yetiştirilmektedir. Kalite daha en baştan düşürülmektedir. Yani yöneticilerimiz adeta: HİÇ BİR ŞEY OLAMIYORSAN ÖĞRETMEN OL demektedirler, bunun başka izahı yoktur. Geçen yıla kadar fen edebiyatların ikinci öğretim (gece) bölümlerinden de yüzbinlerce çok düşük puanlarla alınan öğrenciler, öğretmen olarak mezun edildi. Sonuçta dört yüz bin atanamayan öğretmen ordusu ortaya çıkmıştır. Bunda öğretmenlerimizin hiçbir vebali yoktur. Bu sonuç tamamen buna izin veren siyasetçilerimizin eseridir.
2013' te durumun vahameti birazcık anlaşılır gibi oldu; fen edebiyat mezunlarından öğretmen atamayacağız denildi, o yıl üniversite tercihlerinde fen edebiyatları kimse tercih etmedi. Durum haberlere konu olup medyaya taşınınca başka bir karar verildi; ilkokul, ortaokul öğretmenleri eğitim fakültelerinden, lise öğretmenleri fen edebiyat fakülteleri mezunlarından atansın denildi. Bu kez de eğitim fakültelerinin lise öğretmenliği bölümlerini kimse tercih etmedi boş kaldı. Şimdiki durumu sorarsanız; eğitim, fen- edebiyat, ilahiyat, açık öğretim fakülteleri mezunları (formasyonla) 20 ayrı bölüm mezunlarının hepsi öğretmen oluyor.
YÖK'teki fen- edebiyatlarla eğitim fakültelerinin kavgası, çekişmesi öğretmen yetiştirmeye büyük zarar veriyor. BİR ÜLKEYİ YOK ETMENİN YOLU ÖĞRETMEN YETİŞTİRME SİTEMİNİ BOZMAKTAN GEÇER. ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ KARARTAN, ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDEKİ YAŞANAN KARGAŞA VE BELİRSİZLİKTİR. Buradan soruyoruz: Böyle bir ülke kalkınabilir mi, böyle bir ülke varlığını devam ettirebilir mi, böyle bir ülke geleceğe sağlıklı olarak kendisini taşıyabilir mi On üçyıldır aynı partinin kurduğu hükümetler devam etmesine rağmen eğitimde sürekli sil baştan değişiklikleri milletimizi usandırdı, bıktırdı. EĞİTİM BİR MİLLETİN GELECEĞİDİR, KADERİDİR. BİR MİLLETİN KADERİYLE BU KADAR OYNANMAZ. Siyasetçiler Köy Enstitülerinden beri eğitimle sürekli oynamışlardır. Ne yazık ki bu ülke kırk günde öğretmen mezun edildiğini de gördü Gelişmiş hiçbir ülke buna izin vermez. Açıköğretimden, ilahiyata, fen edebiyatlara kadar herkese öğretmen olma hakkını veren siyasetçilerimize biz öğretmenler olarak teklifimiz şudur: Yüz yüze öğretimi gerektiren öğretmenlik ve matematiksel dersleri içeren iktisat gibi bölümleri açık öğretim yoluyla okutulmasına imkan verdiniz. MATEMATİKSEL DERSLERİ OLMAYAN YÜZ YÜZE ÖĞRETİMİ HİÇ GEREKTİRMEYEN HUKUK BÖLÜMÜNÜ DE AÇIK ÖĞRETİMLE YAPILMASINA NİÇİN İZİN VERMİYORSUNUZ Birkaç yıl sonra yüz binlerce istihdam fazlası hukukçumuz olur! Meclisin yarıdan fazlası hukukçulardan oluşuyor, hukukta kalitenin düşmesine izin verilmediği gibi öğretmen yetiştirmede de kalitenin düşmesine izin vermeyelim. Öğretmen yetiştirme sadece milli eğitimin değil herkesin meselesidir. Çünkü hepimizin çocuklarının geleceği buna bağlıdır.
Çare nedir Eğitimin bütün paydaşları; akademisyenden öğretmene, siyasetçiden sendikalara, uzmanlardan sivil toplum kuruluşlarına, çeşitli meslek temsilcilerine kadar bir eğitim şurası toplanmalı. 3 yıllık, 30 yıllık, 300 yıllık eğitim planlamaları yapılmalı, değişen hükümet ve bakanlara göre eğitim öğretimde değişiklik yapılmamalıdır. SİYASETÇİLER EĞİTİMDEN ELİNİ ÇEKMELİ, EĞİTİM DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR. ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDEKİ ÇOK BAŞLILIK, KARGAŞA VE BELİRSİZLİK SON BULMALIDIR. HEDEF; NİTELİKLİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEK OLMALIDIR. ÖĞRETMEN YETİŞTİRME TEK ELDEN YAPILMALIDIR. Niceliklerle uğraşmayı bırakıp ülkemizi ve milletimizi gelecek yüzyıllara taşıyacak donanımlı, kaliteli, ahlaklı, erdemli, yeniliğe açık ve yeniliği hazmedebilen, yeniliklere çatışmayan, milli kültürümüze ters düşmeyen öğretmenler yetiştirmeliyiz. ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE KALİTENİN DÜŞMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ, DÜŞÜK PUANLARLA ÖĞRETMEN OLMANIN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ. HERKES ÖĞRETMEN OLAMAMALIDIR. ZEKİ, AHLAKLI, YÜKSEK SECİYELİ GENÇLERİN ÖĞRETMEN OLMASINI SAĞLAMALIYIZ. Ülkemizin geleceğini yetiştiren öğretmenlere hak ettikleri maddi manevi değeri vermeliyiz.
20 milyon öğrencimizin kitabını, sütünü, tablet bilgisayarını, yemeğini (taşımalı ve yatılı öğrencilerde) veren devletimiz öğretmenine de yeterli kaynak ayırabilecek güçtedir. Yeter ki siyasetçilerimiz buna inansın. Kış olimpiyatları için Erzurum'da yapılan ve terkedilen olimpiyat tesislerine, İstanbul'da boş duran formula pistlerine milyar dolarları harcayabilen yöneticilerimiz, eğitimin asli unsuru olan öğretmenlere de yeterli kaynağı sağlamalıdır. Performans, yeniden yapılanma oluşumlarındaki haksızlıklarla öğretmenlerimiz mesleğe küstürülmemelidir. Çünkü eğitimde tecrübe kolay kazanılmamaktadır, bir çırpıda da silinip atılmamalıdır.
Selam olsun geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlere gereken maddi- manevi değeri verenlere. Selam olsun eğitimin gereğini, önemini ve eğitimin asli unsurunun öğretmen olduğu gerçeğini kavrayanlara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.