Önceki akşam Uluslararası İlişkiler uzmanı bir profesörü izledim. Rusya'nın uçağının düşürülmesinin ardından neden bu kadar irrasyonel bir diplomasi izlediğini analiz etti. Gayet ilgi çekici şeyler anlattı. Bu olayların gerçek yüzünün yıllar sonra daha iyi anlaşılacağını da eklemeyi unutmadı. Anlattıklarına göre Rusya Stalin döneminde bazı bilim adamlarının çalışma yapması için devasa bir nükleer santral kurar. Bu bilim adamlarının ne üzerine çalıştığı kimselerle paylaşılmaz. Gerek Çin, gerek İsrail, gerek ABD, Rus bilim adamlarının hangi teknolojiyi ürettiklerini öğrenmek ister. Lakin rivayet odur ki bugüne kadar öğrenemezler. Ta ki Türkiye Rus uçağını düşürene kadar. Düşen uçak değil ama içindeki ABD'nin oldukça dikkatini çeker. Uçağın içinde Rus pilotların kullandığı sinyal kesici ABD, İsrail ve Çin ajanlarının yıllarca ulaşmak istediği Stalin döneminde üretilen teknolojidir. Ve Amerikan ajanları enkazdan bu teknolojiye ulaşırlar. Peki bu teknoloji nedir Yine iddia odur ki, bu sinyal bugüne kadar mevcut sinyallerden farklı olarak üzerinden geçtiği yerin bütün elektrik, elektronik, uydu bağlantılarını kesiyor. Askeri literatürde buna ''körleştirme'' deniliyormuş. Hoca, bu enkaz üzerinden Rusya'nın neden bu denli saldırgan bir politika yürüttüğünü çıkarım yapmaya çalışıyor.

Nedeni ne olursa olsun Türkiye ve karşısında birçok ülkeden oluşan karşı blok arasında suyun yüzünde görülenden daha fazlası olduğu kesin. Kesin olan bir şey daha var ki doğu Akdeniz'de sular kaynamaya başladı. Ve soğuyacak gibi de durmuyor. İran, Rusya aktif, İsrail ve Çin dolaylı olarak Suriye iç savaşının 3. Dünya Savaşı'na dönüşmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Dünyanın gözleri önünde özellikle Türkiye'nin gözlerinin içine baka baka her gün masum kanı dökmeye, Suriye'yi açık hava işkence kampına çevirmeye devam ediyorlar. Her zaman mazlumların yanında yer almış, hatta tarih boyu onların hakkını kendi hakkından daha kuvvetli savunmuş Türk milletinin daha fazla sessiz kalamayacağını biliyorlar ve bunun üzerinden küstahça provokasyonlarına devam ediyor.

Rusya nükleer gücüne güvenmeye, arkasında ki ülkelere sırtını dayamaya devam etsin. Allah mazlumlara hami olacak, onları bu zulümden kurtaracak yardımcıları mutlaka gönderecektir. İnşallah Türkiye'de bu şerefli görevden nasibini alacaktır. Bu onurlu millet ceddine, tarihine, imanına yakışanı yapacaktır. Necip Fazıl'ın dediği gibi;

''Biz Hakk'tan taraf olmaya tarafsızlık diyoruz.''