
Şadiye ÖZTÜRK
VAHYİN AREFESİNDEKİ DÜNYA
İnsan, siyasetin kurdu olmuş. Siyaset de insanın. İnsanlık tecrübesi insanın içten içe çürüyüşünün ve yeniden yaratılışının tarihidir. Tarih, insanın siyaset serüveninde ürettikleriyle ve üretemedikleriyle oluşur. İnsan ürettikleriyle medeniyet kurar. Medeniyetle ülkeler ve beldeler inşa eder. Medeniyetlerin insanları ve insanların medeniyeti böyle bir atmosferde oluşur. Nasıl bir dünyaya ve medeniyete özlem duyduğumuza dair algılarımızı yoklamak zamanıdır.
Geçmişimiz bizim düşünce dünyamıza kodlarla aktarılır. Kodlama şifreleri tarih şuurumuz ile ilintilidir. Şifreler güncellenmemişse; insan 'geçmişi kopyalama' hastalığına maruz kalır. İşin doğası gereği bu mümkün olmadığından zihinsel parçalanmalara ve duygusal travmalar ortaya çıkar. Bunların da hayata yansıması kontrol edilemez trajik olaylarladır. Müslümanlar olarak bizim mahallin yaşadığı bu durum insan türünün sürekli içine düştüğü, düştüğümüz zihni handikaplardandır.
İnsan aslında hep aynı tepkilerin faili ve mefulüdür. İnsan eseri devletler, müesseseler fail ve mefulden etkilenir. Tarihin her döneminde yönetenler ve yönetilenler bu etkileme ve etkilenmenin sonucu olarak tezahür etmiştir. Yönetenlerin etkisinde oluşan kurumlara devlet denilmiştir. Yönetilenler ise yönetenin gölgesi altına sığınan toplumsal yapılanmaları ve devletleri ifade eder.
Eğer dünyada yaşıyor isek makro ve mikro ölçekte ya yönetenizdir ya da yönetilen. Hayatın belirli kompartımanlarında yönetici iken başkalarında yönetilen durumunda olmak kaçınılmazdır. İlahi vahiy ve vahyin davetçisi peygamberlerin hedef alanı böyle bir yapıdır. Yöneteni ve yönetileni vahyin etkisi altına almak ve tuzun ıslanmasına fırsat vermemek mücadele sahasıdır vahyin.
Vahyin neyi değiştirdiğini görebilmek biraz tarih yolculuğu yapmayı gerektirir. Vahyin geldiği dünyanın da hakimleri ve mahkumları vardı. Bugün de öyle. Vahiy bu sosyolojik ve siyasi kilitlenmeleri açan bir rol oynadı. Persler vardı, Bizans (Rum) vardı ve Çin vardı. Çin coğrafya olarak uzak olduğundan üzerinde pek durulmamıştır. Ama Bizans ve İran vahyin geldiği coğrafyayı adeta parsellemiş ve etkisi altına almak için biteviye savaşlar yapmışlardı.
Arap yarımadası kuzey ve güney olmak üzere iki ana sosyolojik ve siyasi değerlendirme ile ele alınmıştır. İslam'ın bölgede var olması ile birlikte bu değerlendirmeye Hicaz özel bir
kategoride girmiştir. Hem kuzeyde hem de güneyde devletler kurulmuştur. Ancak hicaz daha çok kabile merkezli yönetsel özelliklere sahipti.
Coğrafi olarak ise beş bölge vardır. Tihame, Necid, Yemen, Arud ve Hicaz. Biz en çok Hicazı biliriz. Bir de Yemen… işte vahiy yağmurlarının düşmeye başladığı yer, coğrafyanın en tenha yeridir. Kuzeyde sürekli Bizans Pers mücadelesi sürmekte ve devletler ve devletçikler onların gölgesi altında varlıklarını devam ettirmektedirler. Güney ise son kertede Perslerin kontrolünde idi.
Hicaz'a gelince burası üç şehrin etkisinde gelişmiş bir sosyoloji ve siyasi geçişkenlikle yapılanmıştır. Mekke, Medine ve Taif. Üçünün de hafızalarımızda canlanan tarihsel referansları vardır. Hz. Peygamber bu üçgenden yola çıkarak tüm Arap yarımadasını etkisi altına alan bir vahiy mücadelesi vermişti.
Hicaz kozmopolit bir yapıya sahipti. Bir kralı ya da kralları yoktu. Coğrafyanın şehirlerini yöneten monarkları da. Dini bir çeşitlilik vardı. Her türden. Yahudiler, Müşrikler ve az da olsa Hıristiyanlar yaygın dini karakteri oluşturuyorlardı.
Şiir, vahyin geldiği coğrafyada bir hafıza gibi idi. Toplumun idrakini derinden etkileyebilen bir kabiliyete sahipti. Siyasi sosyal ve dini hadisat karşısında kullanılan bir manivala vazifesi görüyordu. Vahiy bu yapıya bigane kalmamıştır.
Vahyin geldiği dünyanın siyasi ve sosyal atmosferi ile insanlığın tarih boyunca teneffüs ettiği atmosfer karakteristik bağlamda çok da farklı değildir. Görsellikler, araçlar, mekanizmalar değişmiş ama ana karakterler hep var olmuştur. Vahiy insanı etkilemek için gelmiştir. Hedefinde insan vardır. Siyaset ise insanın eseridir. İnsanı etkileyen eserini de etkiler. İnsanı değiştiren dünyayı da değiştirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.