
Şadiye ÖZTÜRK
YÖK´ÜN EĞİTİM FAKÜLTELERİNE TAVRI- BU ANLAYIŞLA BİLİM GELİŞİR Mİ
Bir ülkenin gelişmesi ve kalkınmasının temel yolu bilim üretmekten geçmektedir. Bilim ve teknoloji üretemeyen ülkeler, üretenlerin pazarı olmaktan öteye gidemezler.
Türkiye'de tıp mezunları uzmanlık eğitimi için başvurduklarında adamı olanlar uzman olabiliyordu. Özal Başbakanlığı döneminde TUS (Tıp Uzmanlık Sınavı) uygulamasını başlattı. O uygulamadan sonra adalet yerini buldu. Çalışan, sınavda başarılı olan gençler uzman doktor olmaya başladılar, Adamı olanlar değil hak edenler uzmanlığa başladılar, Türkiye tıp'da çığır atladı.
Yakın dönemde ÖYEP (Öğretim Elemanı Yetiştirme Proğramı) başlatılmıştı. Amaç; ülkemizde başarılı, yetenekli lisans mezunları arasından üniversitelere araştırma görevlisi yetiştirmekti. ALES (Akademik Lisans Eğitim Sınavı) ve lisans diploma notu ortalamasına göre seçilen öğrenciler yüksek lisansa başlayıp, üniversitelerde araştırma görevlisi olmakta idiler. YÖK aldığı kararla ÖYEP'i iptal etti. Artık bundan sonra üniversitelerde araştırma görevlileri tamamen torpillilerden oluşacak. Öğrenci ne kadar başarılı, ne kadar yetenekli olursa olsun adamı yoksa araştırma görevlisi olamayacak.
BİLİM YUVALARI DEDİĞİMİZ ÜNİVERSİTELERİMİZİN DÜŞTÜĞÜ DURUMA BAKAR MISINIZ TORPİL, KAYIRMA, KOLLAMA İLE BİLİM ADAMI YETİŞECEK. BU ÜNİVERSİTELERDE BİLİM ÜRETİLİR Mİ, BU ÜNİVERSİTELERDEN DÜNYA ÇAPINDA BİLİM ADAMI YETİŞİR Mİ, BU ÜNİVERSİTELERDE BULUŞ YAPAN ÇIKAR MI, BU ÜNİVERSİTELERDE ULUSLARARASI DÜZEYDE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YAPILIR MI
Olayın kahredici başka bir boyutu daha var, temel bilimlerde matematik, fizik, kimya gibi dallarda yüksek lisans eğitimine fen- edebiyat mezunları alınmakta, eğitim fakültesi mezunlarına engeller çıkarılmaktadır. Fen-Edebiyat Fakülteleri, yüksek lisans adayı öğrencilerine yaptıkları sınavda fen-edebiyat müfredatından soru sorarak, eğitim fakültesi mezunlarını elemektedirler. Oysa eşitlik ve adalet açısından eğitim fakültesi mezunlarına eğitim fakültelerinin müfredatından soru sorarak sınav yapılmalıdır. Varsa müfredat eksikliği, yüksek lisans eğitimi sırasında telafi edilmelidir. Böylece eğitim fakültesi mezunu başarılı, yetenekli gençler yüksek lisans eğitimine kazandırılmış olacaktır. Ülkemizin bilimde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.
Bir örneği paylaşalım; Üniversite sınavında matematik sorularından 40 net yapan bir öğrenci eğitim fakültesi matematik bölümünü tercih ediyor ve yerleşiyor. Aynı üniversite sınavında 4 matematik sorusu yapan bir öğrenci de fen fakültesi matematik bölümü ikinci öğretime yerleşiyor. İki öğrenci de mezun olduktan sonra matematik dalında yüksek lisans başvurusu yapıyorlar. Fen fakültesi matematik bölümü, yüksek lisansa başvuranlara kendi müfredatlarından soru hazırladıkları için, üniversite sınavında 40 matematik sorusunu net yapan öğrenci yüksek lisans sınavını kazanamıyor, 4 matematik sorusunu yapan öğrenci yüksek lisans sınavını kazanıyor. 40 matematik sorusunu yapan öğrenci açıkta kalıyor. Böyle zeki, üniversite sınavında başarılı, yetenekli öğrenciden bilim adamı olamıyor ama 4 soru yapan on yıl sonra profesör olabiliyor. Ne muhteşem bir sistem değil mi!
Ülkemizin bilimde neden geri kaldığını şimdi anlayabildik mi Bunu kocaman kocaman bilim adamlarımız yapıyor. Osmanlıda yetenekli, zeki her gence fırsat verilirdi. Alaylı- mektepli sözü bu yüzden doğmuştu. Öyle olmasaydı Sinan, Mimar Sinan olabilir miydi
ÇARE; TIP UZMANLIK SINAVI GİBİ BÜTÜN YÜKSEK LİSANS SINAVLARI TEK ELDEN, ÖĞRENCİLERİN OKUDUKLARI MÜFREDATA GÖRE YAPILMALIDIR. ÖYEP yeniden başlatılmalı, araştırma görevlileri, yüksek lisans başvurularında torpil, kayırma gibi haksız, adaletsiz, çağdışı uygulamalara derhal son verilmelidir. Bilim yuvaları üniversitelerimizde bilim dışı işler terkedilmelidir. Aksi takdirde ülkemizde bilim adamı yetişemez, bilim üretilemez olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.