Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

ZİLLER DERT ÇALIYOR

Yeni bir eğitim yılının açılış heyecanını yaşıyoruz. Ülkemizde okul öncesinden-üniversiteye kadar 25 milyon öğrenci bulunmaktadır. Nüfusumuzun üçte biri, caddelerde gördüğümüz her üç kişiden birisi öğrencidir. Bu ülkenin en önemli önceliği eğitim olmalıdır. Sağlıktan, hukuka, tarımdan, kadına şiddete kadar karşılaştığımız her sorunun çözümü eğitimden geçmektedir.
Eğitim, bir ülkenin topyekûn kalkınmasının vasıtası ve ön koşuludur. Bir toplumda iyi eğitilmiş bireyler ekseriyeti oluşturuyorsa, o toplum medeniyet mücadelesinde öncelik alabilmekte ve insanlık tarihine iz bırakabilmektedir. Büyük milletimizin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarihe iz bırakacak yeni bir medeniyeti inşa edebilmesi, ancak iyi bir eğitim hizmetinin sunulmasıyla mümkün olacaktır.
Bir vatandaşımız yolumu kesip; 'ÇOCUKLARIMDAN HİÇBİRİ OKULA BAŞLADIĞI SİSTEMLE OKULUNU BİTİREMEDİ. ARTIK USANDIK, BIKTIK BU DEĞİŞİKLİKLERDEN, ÇOCUKLARIMIZI MAHVEDİYORSUNUZ' diye yakındı.
Eğitim sistemimiz her hükümete, atanan bakana göre değişmiştir. Her bakan atamasıyla eğitimde sil baştan yeni değişiklikler vatandaşımızı bezdirmiş, bıktırmış, öğrencilerimizi olumsuz etkilemiş, artık takip edilemez hale gelmiştir.
Okulların 1TL bile ödeneği yoktur. Temizlik, kırtasiye, bilişim gibi temel ihtiyaçlar için ÖĞRENCİLER MÜKELLEF, ÖĞRETMENLER TAHSİLDAR olmuşlardır.
Uyuşturucu kullanımı büyük şehirlerde ortaokula kadar inmiştir.
Kadına şiddet başta olmak üzere ülkemizde şiddet, suç oranı artmıştır.
Öğretmen yetiştirme sistemimizdeki fen-edebiyat- eğitim fakültesi kavgası zarar verir hale gelmiştir,
Atanamayan öğretmen meselemiz drama dönüşmüştür. İkinci öğretimlerden, alakasız bölümlerden ve AÖF den öğretmen yetiştirilmeye devam edilirse yakında atanamayan bir milyon öğretmenimiz olacaktır.
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİ İSTİŞARE VE ORTAK AKILDAN OLDUKÇA UZAKTIR. Atamalarda adaletsizlik vicdanları sızlatacak boyuttadır. Bunun sonucunda; Eğitim camiasında haksızlık, güvensizlik, sevgisizlik hakimdir. Kendileri gibi düşünmeyen öğretmenler ne kadar başarılı olursa olsun ötekileştirilmiştir.
Müfredatımızın AB uyum yasaları çerçevesindeki değişiklikleri ile eğitimiz millilikten uzaklaşmıştır. İstanbul'da liselerde yapılan bir araştırmada, öğrencilere; ''Neyinizi kaybederseniz çok üzülürsünüz'' diye sorulmuş, ''cep telefonum'' cevabı en yüksek oran çıkmıştır. ''BAYRAK'' şiiri ders kitaplarından çıkarılmıştır. Ortak değerlerimizden ziyade farklılıklar öne çıkarılıp, kutsanmıştır.
Eğitimin niteliği düşmekte, bakanlık yetkilileri, milli eğitim müdürlükleri niceliklerle, okul müdürleri fiziki yetersizliklerle uğraşmaktadır. Eğitimi geliştirip, kalitesini artıracak projelerden uzaklaşılmıştır.
Öğretmenler, ülkemizde üniversite mezunları arasında en az maaş alan durumuna düşürülmüştür.
PISA sonuçlarına göre ülkemiz fen, matematik dallarında başarıda sonlarda yer almaktadır.
''Kendisi için istediğini başkaları için de isteyebilen'' insan yerine '' ben'' merkezli nesiller yetişmektedir.
Bilişim araçları öğretmenlerin dört yılda kazandırdığı davranışı dört dakikada yıkmaktadır. Televizyon, sanal evren zararları önlenemez boyutlara ulaşmıştır.
Yeni nesiller kitap okumaktan uzaklaşmıştır. Japonya da bir Japon ortalama yılda 24 kitap okumaktadır. Bizde ise yılda ortalama 24 kişi bir kitap okumaktadır. Sonuçta onlar dünya markalarını üretiyor, biz satın almak zorunda kalıyoruz. Sonra da cari açığımız tehlikeli şekilde büyüdü diye hayıflanıyoruz.
Çare;
Öğretmen yetiştirme işlevi tek elden yapılmalı, ikinci öğretimler kapatılmalı, AÖF mezunlarına öğretmenlik hakkı iptal edilmeli, ''Hiçbir şey olamıyorsan öğretmen ol'' algısı kaldırılmalıdır.
Atamalarda adaletli olunmalı liyakata ve kariyere, projeleri olana değer verilmelidir.
''Eğitim, savunma, ekonomi milli olmazsa Sevr gelir'' diyen düşünürümüzün dediği gibi eğitimimiz milli olmalıdır.
Siyasiler eğitimden elini çekmeli, eğitim uygulamaları mutlaka devlet politikası olmalı, bakandan bakana, patiden partiye göre değişmemelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı okullara mutlaka ödenek göndermelidir. Her öğrenci için asgari 1. Dönem 15 TL, 2.dönem 15 TL olmak üzere 30 TL tahsis etmelidir.
Öğretmene hak ettiği maddi-manevi değer verilmelidir.
Milli-manevi değerlerimiz, birlikteliklerimiz, ortak değerlerimiz öne çıkarılmalı, '' Farklılıklarımız zenginliğimiz'' tuzağı terkedilmelidir.
İnsanlarımıza kitap okuma sevgisi ve alışkanlığını kazandıracak projelere yer verilmeli, kitap okuma özendirilmelidir.
Unutulmamalıdır ki; GELECEK, EĞİTİMLE GELECEK. Gelişmiş ülkeleri diğerlerinden ayıran en önemli fark; Eğitime ve öğretmene yatırım yapmalarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi