Bu sabah, hiç görmediğim ve hiç tanışmadığım birinin vefatı için ağladım.

Kıymetli bir dostumuzun babası için…

Bayburt ilimizin, ıssız bir köyünde, doğup, neredeyse hiç çıkmadan köyünde yaşamış birinin vefatına, gözyaşı döktüm.

Hem de bir asırlık ömür sürmesine rağmen.

Dile kolay, tam bir asır...

Ama Kuran’a âşık bir ömür.

İçinde kendi sekiz çocuğu da olmak üzere, yüzlerce hafız yetiştirmiş, binlercesine de kuran öğretmiş ve kuran okumadan, Kuran okutmadan tek bir günü geçmeyen bir ömür.

İlahiyatçı oğlu, Dr. Özkan KERİMOĞLU hocam telefonun o ucunda ağladı, ben bu ucunda.

Onun nakline göre;

Son üç günü, artık okuyamaz hale geldiğinde, bağrına basıp "Seni artık okuyamıyorum. Özür dilerim..." diye diye gözyaşı döküp, "Beni o gün gelip götürecekler" dediği gün, tam da o gün, kalbinin üstüne yatırdığı Kuran'la, Rabbine teslim olmakla nihayet bulan bir ömür.

Gıpta ettim ağladım.

Hayran kaldım ağladım.

Ve

Bu alemden, yeri dolmayacak kuran aşığı bir yıldız daha kaydığı için ağladım...

Bayburt ili Taht köyünde vefat eden Hafız Sabit KERİMOĞLU hocamıza, siz de bir Fatiha buyurun dostlar.

Zira; Yüce Kuran, ne kendini sevenin ellerini bırakır, ne de kendini sevenlere muhabbet duyanın...