“Kıbrıs Rumları Limasol'daki Ecdad yadigarı, kapalı bir camiyi tahrip edip haç çizerek, kendilerince hakaret etmişler...
Mabede uzanan namahrem eli, Müslüman için bardağı taşıran damladır elbet..
Ancak şahsen benim kolum kanadım öylesine kırık ki;
Zira,
Kıbrıs Türk kesiminde de herhangi bir mabede aynı hakareti yapabilecek binlerce din düşmanı olduğunu biliyorum.
Rumlara kızıp öfkelenmeyi bırakıp, asıl bizimkilerin durumu içimizi burkmalı ve dizlerimize vura vura dövünmeliyiz.
Ne çabuk unuttuk, Rumlara dost olduğunu gizlemeyen bir vatansızın; senelerce Cumhurbaşkanlığı yaptığını ve son seçimde kıl payıyla indirebildiğimizi.
Rum Rumluğunu, gavur gavurluğunu yapar, yapıyor ve yapacak...
Ancak, onlardan hiçte aşağı kalmayan bizim ellik gâvurlarını bile bile, kimde mecal kala ki Rumlara laf söyleye.
Kıbrıs'ta Vatan, Millet, Tarih, Dil ve Din gibi kutsalların alıcısı yok dostlar.
Yüzlerce boynu bükük mabedin kapısında; Denktaşın astığı paslı kilitler duruyor hala.
Kıbrıslı gidiyor elimizden...
Kıbrıs'ı kaybediyoruz.
Derhal ve topyekûn çarşısından sokağına, bostanından bağına, hanesinden ervahına. Milli ve manevi bir uyanış başlatılmalı.
Tabii Eğitim de bu şuurla yeniden planlanmalı...
Diyeceğim ama acı acı güleceğinizi hissediyorum...
Böyle bir ilacımız olsa, önce kendi başımıza sürerdik değil mi?
Siz de haklısınız...”
*27.03.2021 - Haydar MERMER
Bu yazıyı 4 yıl önce yazmışız.
Ve belli ki o günden bugüne, dört arpa boyu bile yol almamışız.
Kıbrıs Rum kesiminde okullarda başörtü yasağı yok inen Gavurlukta Rum’u geride bırakan bir Kıbrıs’a “Bizim” diyebilir miyiz?
Hayır.
Peki bunun için onlarca sene hiç bir şey yaptık mı?
Ona da hayır…
Bunlar hayırsız, hayırlar dostlar.
En az Türk ve Müslüman zannettiğimiz Kıbrıs kadar hayırsız…