
Şadiye ÖZTÜRK
ANA DİLDE EĞİTİME İZİN VEREN ÜLKE VAR MI
Ülkemizde son yıllarda artan çok kültürlülük, ''Farklılıklarımız zenginliğimizdir'' akımları bölücü fikir ve istekler açısından elverişli ortamlar oluşturmaktadır. Bu söylemler bölücülerin ve emperyalistlerin bölmek istedikleri ülkelere uyguladıkları tuzaklardır. Oltanın ucuna takılan yemlerdir. Beyinlerde başlatılan sömürgeleştirmenin ilk adımlarıdır. Beyinler sömürgeleştikten sonra haçlı orduları gelir o ülkeyi teslim alır. Böl- parçala yut taktiği böyle masum ve süslü sözlerle başlar. Bize, ''farklılıklarınızı öne çıkarın'' tavsiyelerinde bulunanlar, kendi farklılıklarını azaltma peşindeler. İkinci Dünya savaşında altmış milyon insan katledildi. Birbirini boğazlayan batılılar AB oluşturarak tek dil, tek bayrak, tek din, tek devlet hatta tek millet olma yolunda çalışmaktadırlar.
Yine ülkemizde bir yeni anayasa yapma isteği hastalık derecesine vardı. Anayasaya öyle bir izafiyet yüklendi ki yeni anayasa yapılsaydı Van'da deprem bile olmayacaktı, küresel ısınma sona erecek, ülkemizde kar-yağmur yağışları bile düzene girecekti. Şunu sormak istiyoruz; İngiltere'nin yazılı bir anayasası yok, demokrasi adam gibi işliyor, sizin derdiniz ne Elbette Türk Milleti ihtiyaca göre sivil, milletimizin beklentilerini karşılayacak bir anayasayı her zaman yapacak güçtedir. Fakat dışarının baskısı, bölücülerin isteği ile farklılıkları kutsallaştırarak, Türk vatandaşlığını reddederek, etnik ırkçılığa varan sapmaları teşvik ederek, silah bırakmamış terör örgütü ile müzakere ederek demokratik anayasa yapılamaz. Sosyal mutabakat metni olması gereken anayasa, etnik ve dini çatışmaların hukuki mesnedi haline gelmiş olur.
Son günlerde bölücüler ana dilde eğitim isteklerini yüksek sesle dillendiriyorlar. Ülkemizde ana dilini Kürt kardeşlerimiz evinde, çarşıda, pazarda hatta devlet dairelerinde rahatlıkla kullanmaktadırlar. Bin yıldan fazladır bağrımızda kardeşçe yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızdan Türkçe bilmeyenler vardır. Bu durum Türk Milletinin hoşgörüsünün, büyüklüğünün, adaletinin, ırkçı olmadığının delilidir. Avrupalıların birkaç yıl egemenliğinde kalan Hindistan, Pakistan, Fas, Tunus, Cezayir gibi yüz civarındaki ülkenin resmi dili zorla, baskıyla İngilizce, Fransızca, İspanyolca olmuştur. Biz bin yıldır Kürt kardeşlerimize baskı uygulamadık. Türkçeyi bilmiyorlarsa bu, onlardan ziyade Türk Milletinin büyüklüğüdür. Kürt vatandaşlarımız vali, vekil, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabilmektedirler. Özal cumhurbaşkanı iken: ''Damarlarımda Kürt kanı dolaşıyor'' dedi kimse tepki göstermedi. Çünkü Kürt vatandaşlarımıza hiçbir ayırım yapılmamaktadır. Öyleyse dert ne Emperyalistler, Asala ile gerçekleştirmediklerini Kürtler üzerinden gerçekleştirmeye çalışmaktırlar. Unutulmamalıdır ki Türk Milletinden ayrılanların başından bela eksik olmuyor. Türk Milletinin çekilmek zorunda kaldığı Filistin'de, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da acı, zulüm, gözyaşı hiç dinmiyor. Bunlar Kürt kardeşlerimize ibret olmalı, haçlıların-siyonistlerin oyununa gelmemelidirler.
Milletimiz ağır bir bilgi kirliliği ve yanlış bilgilendirme bombardımanına tutulmaktadır. Sanki ana dilde eğitim hakkını bütün dünya uyguluyor da bir biz kaldık. Dünya'da ana dille eğitim hakkı veren ülke yoktur. Türkiye Cumhuriyetinin artık en üst yargı merci AHİM olmuştur. AHİM 29 Eylül 2010 tarihli Birk-Levy kararı ile yöresel-anadilin kullanımına ilişkin Fransa aleyhindeki başvuruyu reddetmiştir. Yine AHİM, Belçika'daki eğitim dili davasında verdiği kararda da devletin resmi dilinin dışında ana dille eğitim görme isteğini reddetmiştir. Gerekçeli kararda ''Devletin resmi dilinin dışında başka bir ana dille eğitim hakkı, o ülkenin bölünmesine, devletin içinden başka devletler çıkmasına neden olacağı'' için reddedilmiştir. Yine ABD'de en üst yargı olan federal mahkeme anadille eğitim başvurusunu aynı gerekçeli kararla reddetmiştir. Görüldüğü gibi devletlerin resmi dili dışında başka bir ana dille eğitim hakkı dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Toplumun her kesimini ilgilendiren eğitim, bireylere sağladığı yararların yanında ortak yararların sağlanmasını, birleştirici, bütünleştirici olması ve eşitliği de sağlaması gerekir. Devletlerin egemenliği altındaki ülkede eğitim dilinin tek ve ortak olmasını belirleme hakkına sahiptir. Anayasamızın 66. Maddesinde yazdığı gibi: ''Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.'' Bu madde ırkçı bir yaklaşım değil, tamamen hukuki bir tanımlamadır. Kanunlar önünde her vatandaşımızı eşit kılmaktadır. Diğer bir deyişle anayasamızın bu maddesi vatandaşlar arasında ırk, dil, mezhep ayırımının yapılmayacağını ve vatandaşlık hukukuna sahip kişiler arasında hak ve hürriyetlerden yaralanma açısından farklar oluşturmayacağını ifade eder. Benzer madde birçok devletin anayasasında mevcuttur. Alman anayasasında 116. Madde, ABD anayasasında 14. Madde aynı hükümleri içermektedir.
Selam olsun Adriyatik'ten-Çin'e kadar milletlerin İslamlaşmasına vesile olan, İslam ülkelerini 400 yıl haçlı seferlerine karşı koruyan Türk Milletine.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.