Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

BANA SİVAS´I ANLAT

Sivas garip memleket. Hemen her yerde herkesin seslendirdiği gibi, 'Nüfusunun bir çok kat fazlasının diğer şehirlerde ve yurtdışında yaşadığı şehir,'
İşsizi bol. Tarım desen, toprak ekileni bire kırk çoğaltmıyor. Çiftçinin eli böğründe.
Sanayii cılız, esnafın bir çoğu vergisini, sigortasını ödemekten aciz.
Bazıları göç eden Sivaslıların bir daha dönüp memleketlerine bakmadığından yakınıyor ama ben tam aksini düşünüyorum. Sivaslı kadar iline hasret kalan ve aşk mertebesinde bir sevgiyle bağlanan başka bir şehir düşünemiyorum.
Hani bir hemşehrimiz, şehir dışında, Sivas'tan gelen bir araba görmüş de, 'Gardaş şu tekerin supabını biraz gevşete de birkaç nefes Sivas havası soluyayım.' Demiş ya. Nerede görülmüş böyle bir sevgi, böyle bir hasret.
Yurtiçi ve yurtdışında ki hemşehrilerimden kiminle görüşsem internetten ve televizyondan hep memleketlerini takip ettiklerini duyuyorum.
Çok da güzel programları olmasa, yayınlarının büyük bir bölümünü amatör kalitesinden daha düşük seviyeli köy derneklerinin tanıtım günlerine, köfte reklamlarına ayırsalar da Sivaslı Sivas dışında şehirlerinin televizyonlarına kilitleniyor.
Bu da bir güzellik ve hoş bir özellik.
Sivas'a büyük bir hasret duyan hemşehrilerimin duygularını şiirle anlatma sorumluluğu hissettim. Bu şiiri sel gibi gelen bir ilham kaynağının ardından kısa bir sürede yazdım ve internette paylaştım. Bazı hemşehrilerim şiiri çok beğendiklerini ve çıktısını alıp işyerlerine hatta çerçeveletip evlerine asacaklarını söylediler. İşte Sivaslı hassasiyeti ve hemşehricilik jesti. Belki --ihmal edip- çerçeveletip asmayacaklar, duvarlarını süslemeyecek ama inanıyorum ki hafızalarında uzun süre kalacak, hatırladıklarında yüreklerinde farklı duygular kıpırdanıp duracak.


BANA SİVAS'I ANLAT

Sivas türküsü duysam, kalbim, ciğerim sızlar,
Tarih olmuş diyorlar, doğru mudur maltızlar
Çeşme başında güğüm doldurmuyormuş kızlar.
Katmerler açılır mı, yağlı yağlı ve kat kat

Hadi be Turan Dayı, bana Sivas'ı anlat.
Yoksulluk, nemli gözler ve kırış kırış alın,
Arnavut kaldırımda şarkısı hoştu nalın,
Hatıralarım kalsın, başka ne varsa alın.

Faytona koşulur mu, kır, doru yahut al at
Hadi Be Turan Dayı bana Sivas'ı anlat.
Böyle zor mu olurmuş çıkıp gitmek diyardan,
Sivas'tan ayrılmıştım, ayrılır gibi yardan,

Pamukçuklar uçar mı, serviden, kavaklardan.
Cümlelerin içine kepenek suyundan kat,
Hadi be Turan Dayı bana Sivas'ı anlat.
Ne denizin dalgası, ne sahillerin kumu,

Hep Sivas rüyaları süslemekte uykumu,
Nasıl unuturum ben rüzgarlı Merakum'u.
Yine boru çalar mı tam beş olunca saat
Hadi be Turan Dayı bana Sivas'ı anlat.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi