
Şadiye ÖZTÜRK
BAŞIMIZA GELENLER - 1
İslam dünyası en acı günlerini yaşamaktadır. Doğu Türkistan'dan-Gazze'ye, Kerkük'ten-Kırım'a, Mayanmar'dan-Musul'a, Somali'den-Telafer'e, Tuzhumarta'ya katledilenler hep Müslümanlar… Bütün
Zalimleri nefretle kınıyoruz.
'Küfür tek millet' ama Müslümanlar paramparça. Sesini yükselten birkaç devlet dışında, dünya kamuoyunun tepkilerine rağmen devlet nezdinde itirazı olan yok. Hele hele İslam ülkelerinin suskunluğu yaramıza tuz-biber ekmektedir. Şairin dediği gibi;
'Düşman yaman ve saldırgan,
Dost vefasız ve umursamaz'
Üzüntüm, zalimin zulmünden çok,
Dostlarımızın vefasızlığı ve umursamazlığıdır.'
Peki, İslam dünyası niçin bu durumda, bizim gibi ülkelerin çabaları niçin yeterli olmuyor Yöneticilerimizin itirazları niçin önemsenmiyor
Sebebi çok acı: üretmiyoruz, üretemiyoruz da ondan. Bir ülkenin, devletin en büyük gücü, ürettiği orandadır. NE KADAR ÜRETİYORSAN O KADAR GÜÇLÜSÜN.
Kıymetli dostlar gelin halipürme halimize bir bakalım. Biz ne üretiyoruz ne kadar üretiyoruz Halkayı genişletelim İslam dünyası ne üretiyor ne kadar üretiyor Cevabını hepimiz biliyoruz. Bütün enerji kaynaklarının çoğunluğu İslam coğrafyasında olmasına rağmen 57 İSLAM ÜLKESİNİN ÜRETTİĞİ BİR OTOMOBİL BİLE YOK. Acı ama gerçek bu. İslam dünyası hiçbir şey üretemiyor. Üretmediği için elindeki enerji kaynaklarını da sahiplenemiyor, doğru kullanamıyor. Hatta başına bela oluyor. Çünkü o enerji kaynakları yüzünden başımıza olmadık karanlık planlar kuruluyor. Gücümüz sadece duaya yetiyor. Duadan başka bir şey yapamıyoruz.
OYSA FİİLİ DUAYA GEÇMELİYİZ, ÇALIŞIP, YORULUP, ÖĞRENİP, ÜRETİP GÜÇLÜ OLMALIYIZ.
Bizim dışımızdaki ülkelere bakarsak, bir kıyaslama yaparsak durum daha da acı bir şekilde ortaya çıkacak. Japonya üretmede dünyanın üçüncü dev ülkesi durumda ama Japonya maden ve enerji fakiri bir ülke. Ama millet olarak çok çalışıyor, çok okuyor, çok yoruluyor ve üretiyorlar. Çin'in ne hale geldiği ortada. Türkiye ile birlikte kalkınma hamlesini başlatan Güney Kore'nin geldiği noktaya bakar mısınız Bugün hemen hepimizin cebinde Güney Kore markası cep telefonları, evlerimizde tv ler, bilgisayarlar yer alıyor. Otomobiller… Biz ne haldeyiz Biz hala elimizdekini avucumuzdakini satmanın gururunu yaşıyoruz!
Oysa yüzyıllar öncesinde bizim atamız Divriği Anadolu beyliği Mengücekli Sultanı Turhan Melek Sultan: 'ÜRETMEYENİN TÜKETMEYE HAKKI YOKTUR' demiştir. Bu sözü daha sonraları batılılar da söylemiş ama biz batılıları biliriz ama kendi değerlerimizden haberimiz yok. Bugün ülkemizde hepimizin düşüncesi çalışmadan, zengin olmak, çalışmadan geçinebilmek. Böyle bir ülke kalkınabilir mi 'Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, ÜRETMEDEN'' bir ülke güçlü olabilir mi Ziya Paşa ne güzel anlatıyor:
'Gezdim Frengistanı beldeler, kaşaneler gördüm
Dolaştım mülk-ü İslamı bütün viraneler gördüm.'
1920'de İstanbul işgal edilince dünyada bağımsız tek Müslüman devlet kalmamıştı. Bütün İslam dünyası haçlıların-emperyalistlerin boyunduruğu altına girmişti. Ben en önemli nedenini söyleyeyim. O yıllarda üretilen her 100 ürünün 85'ini batılılar üretiyordu. İşte o yüzden bütün İslam dünyası boyun eğmek zorunda kalmıştı. Bugün de aynı hastalıkla, aynı tehlike ile karşı karşıyayız. TEMBELİZ, ÇALIŞMAYI SEVMİYORUZ, OKUMUYORUZ, ÖĞRENMİYORUZ, ÇALIŞMIYORUZ, ÜRETMİYORUZ. Japonya da bir Japon ortalama yılda 24 kitap okumaktadır. Bizde ise yılda ortalama 24 kişi bir kitap okumaktadır. Sonuçta onlar dünya markalarını üretiyor, bizde alıp kullanıyoruz. Sonra da cari açığımız tehlikeli şekilde büyüdü diye hayıflanıyoruz. Japonya'da, Güney Kore'de, AB ülkelerinin tümünde okullar sabah 07 de başlarken bizde 08.30-9.00'da başlıyor. Halbuki Almanya, İngiltere, Finlandiya, Danimarka gibi ülkelerde sabah güneş bizden çok çok geç doğmaktadır.
Biz Akdeniz ülkesiyiz. Güneş daha erken doğmaktadır. Ama biz erken yatıp uyumadığımız için erken kalkamıyoruz. Gece geç saatlere kadar oturup tv, internet başında sabahlıyoruz ve geri kalıyoruz, kalkınamıyoruz.
Peki, çare nedir
Çare, çalışmaktan, yorulmaktan, öğrenmekten, üretmekten geçmektedir. Çare, yeni yetişecek nesillerimize çalışma sevgisi, çalışma arzusu, çalışma alışkanlığı, okuma sevgisi ve becerisi, öğrenme ve üretme alışkanlık sevgisi ve becerilerini kazandırmaktır.
Selam olsun, pısırıklığı, tembelliği, topraklarını satmayı terk edip, çalışıp, yorulup, öğrenip, üretenlere, selam olsun müslümanın derdiyle ayrım yapmadan dertlenenlere.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.