Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

BESLENME VE CİLT SAĞLIĞI CİLDİNİZ, BESLENMENİZİN GÖSTERGESİDİR!!!

Başlığı okuyanlar beslenme ile cildimizin ne alakası var diye düşünebilir. Sürerim kremimi çıkarım işin içinden de diyebilirsiniz. Burada sıklıkla atlanılan beslenme oldukça önemli bir detaydır. Çünkü genellikle cilt ile ilgili sorunlarda çeşitli ilaçlar, kozmetik ürünler kullanarak çözmeye çalışmaktayız. Peki hiç düşündünüz mü, bu tedavilerin yanında yeterli ve dengeli beslenerek cildimizi büyük ölçüde sağlıklı hale getirebiliriz.
Nasıl sorusundan önce, kısaca cildimiz biyolojik yapısından bahsetmek gerekirse; vücudumuzda cildimizin ağırlığı, toplam ağırlığımızın yaklaşık % 8 i kadardır. Yaklaşık bu ağırlığın % 22' sini proteinler oluşturmaktadır. Cilt proteinin yaklaşık % 70' i kollajen yapıdır. Kollajen yapının en önemli özellikleri ise dayanıklı ve gergin bir dokuya sahip olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı cildin dışında, karaciğer, böbrekler, kalp gibi organların yapısında da yer almaktadır. Ayrıca vücudumuzda en fazla bulunan protein yapıdır. Kollajen yapı diğer protein yapılarından oldukça farklıdır. Bu protein yapısı karmaşık moleküller yapının içerisinde kendisine özgü bir düzende amino asit birlikteliğinden oluşmaktadır. Yani anlayacağınız kollajen yapı sayesinde dayanıklı ve gergin bir cilt oluşmaktadır. Ancak zamanla her şeyde olduğu gibi cildimizde çeşitli hasarlar oluşmaktadır. Bunun nedeni ise kollajen yapının yaşlanması, eski verimliğini sürdürememesidir. İlginç olan şudur ki; vücudumuz eskiyen kollajenleri bir kenara atıp tekrardan üretemiyor, ancak eğer yeterli iç ve dış imkanlara sahip ise kollajen yapıyı tamir edebiliyor. Bu tamir ve yenileme işleminin maksimum düzeyde yapılabilmesi içinde, kollajenin yapıtaşı olan lizin ve prolin amino asitlerine ihtiyacı vardır. Ayrıca kollajen yapısında yer alan bu aminoasitleri vücut sentezleyemez. Bu nedenle vücudunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için düzenli olarak bu besinlerin yiyecekleri ile alınması gerekir. Kollajen yapının temeli oluşturan prolin diğer vücuda alınan aminoasitler aracığı ile oluşsa da, diğer temel taşı olan lizini vücuda alınması için lizinden zengin besinleri tüketmemiz şarttır.
Lizin yönünden zengin kaynakları tüketerek, cildinizi güzelleştireceğinizi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz demektir. Vücudumuzun lizini ciltte var olan kollajen yapıyı düzenleyebilmesi adına kullanabilmesi için bazı ön koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir. Buradaki, önemli nokta enerji dengesidir. Çok akıllı olan organizmamız vücut için gerekli olan ihtiyaçlarını, gereksinimleri öncelik sırasına göre gerçekleştirmektedir. Eğer biz günlük beslenmemizde proteinlere ağırlık verip yetersiz enerji alırsak, dolayısıyla ilk hedef yaşamı sürdürebilmek olduğu için organizmamız bu proteinleri günlük yaşamamız için gerekli olan enerji açığını kapatmak adına kullanır. Eğer günlük yeteri miktarda protein yanında karbonhidrat ve yağ tüketiminiz varsa, o halde kollajen yapının tamiri mümkün olabilir. Bir nevi enerji dengesi aminoasitlerden protein sentezlenebilme verimliliğini belirleyen bir kıstastır.
Bu arada, proteinin yetersiz alınması kadar yüksek miktarlarda alınmasının da cilt dokusuna zararı vardır. Aşırı miktarda alınan aminoasitler kollajen yapıyı iyileştireceği yerde bozmaktadır. Cilt sağlığımız için ona özgü aminoasit tüketimini artırarak, cildimizi güzelleştirebiliriz. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi vücudun bu aminoasitleri kullanabilmesi için başta yeterli enerji almanız gerekmektedir. Bunun yanında alınan enerjinin miktarı kadar içeriği de oldukça önemlidir. Yani enerji komposizyonuz da proteinler kadar, karbonhidratlar ve yağların oranı da yeterli olması gerekmektedir. Bunun içinde anahtar tahmin edebileceğiniz gibi yeterli ve dengeli beslenmedir.
Enerji dengesi, proteinin önemini anlattıktan sonra bu yenileme işlemi için gerekli olan vitamin ve minerallerden en önemlisinden bir tanesi C vitaminidir. C vitamini olmaksızın yenileme işleminin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bunun yanında A vitamini, E vitamini, selenyum cilt sağlığı korumada olmazsa olmazlardandır. Yapılan belli başlı çalışmalara değinecek olursak;
Amerikan Dermatoloji akademisine göre de; cildi besleyen vitamin, mineral, antioksidan ve diğer besin öğelerinin alınması cildin sağlıklı kalmasında oldukça etkilidir.
İnsan beslenmesinde yeri büyük olan A vitamini, hücresel farklılaşmada, dermis dokunun gelişiminde ve normal hücrenin dış etkenlerden korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Akne gibi bazı cilt hastalıkların tedavisinde kullanılan A vitamini, ayrıca dermisin yapısında bulunan kollajenin güneş ışınından zarar görmesini engellemektedir ya da etkiyi azaltmaktadır. Çalışmalarca da gösterilmiştir ki, A vitamini yetersiz beslenenlerde ultra viyole ışınlarına karşı ciltlerinin deformasyonun daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Bilimsel dergide yayınlana başka bir makaleye göre, günlük sebze ve meyve tüketimini artırmanın cilt sağlığına olumlu katkısı olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca düşük selenyum düzeyi de cilt lezyonlarına davetiye çıkarmaktadır. Selenyumdan zengin besinler ise, başta ton balığı olmak üzere, soğan ve sarımsakta yoğun miktarda bulunmaktadır.
E vitamini ise antioksidan olarak, oksidatif stresin cildinize olan zararlarını hafifletmektedir. Bir nevi çevresel dış etkenlere karşı cildimizin savunma görevini ele almaktadır.
Son zamanlarda yapılan başka bir çalışmada ise, günlük beslenmemizde şeker ve şekerli besinlerin tüketimini en az indirip, meyve ve sebze tüketimini artırarak, tam tahıllı ürünleri tercih ederek akne oluşumunu azaltabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca günlük beslenmenizde zeytinyağına yer vermeniz ile de aknelerin azalabileceği saptanmıştır.
Tabi ki son olarak su alımından bahsetmek gerekmektedir. Su doğal olarak cildi nemlendirir. Ciltte bulunan hücrelerin fonksiyonlarını tam anlamıyla gerçekleştirmesi için oldukça önemlidir. Dolaşımın artması ve düzenli olması, hücrelere daha düzenli besin ve oksijen taşınması demektir. Daha sağlıklı bir vücut için sporda çok önemli bir faktördür. Spor, dolaşım sisteminin sağlıklı fonksiyon görmesini sağlar.
Sonuç olarak cilt sağlığımız için, cildimizin gençliğini ve yapısını koruyabilmenin yolu yeterli ve dengeli beslemeden geçmektedir. Günlük yaşantımızda uygulayabileceğimiz, cilt sağlığımız korumaya yönelik beslenme önerileri ise;
'Bütün besin gruplarından ( et grubu, sebze ve meyve grubu, tahıl grubu (az işlenmiş), süt grubundaki besinler ve son olarak et grubundaki besinler beslenmemizde yer almalıdır.
'Özellikle lizinden zengin olan kaynaklardan, balıketi, hindi eti, dana eti, kuru baklagiller ( barbunya, nohut, mercimek, kuru fasulye vb.), soya fasulyesi, gravyer ve cheddar peyniri başta olmak üzere peynirlere beslenmenizde yer vermelisiniz.
'C vitaminden zengin, başta koyu yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgillere tüketimine ağırlık vermelisiniz.
'A vitamin, açısından da, zengin kaynaklardan havuç, yumurta, süt günlük beslenmenizde yer vermelisiniz.
'Pişirilen yemekler için katı yağ yerine sıvı yağ kullanarak E vitamin alımınızı artırabilirsiniz. Bunun yanında da, fındık, kuru baklagillerde E vitamini açısından iyi kaynaklar arasında yer almaktadır.
'Su tüketiminizi artırmak cildinizin nem dengesi için oldukça önemlidir. (sağlıklı bireylerin ortalama günlük su ihtiyaçları 1,5 - 2 lt civarındadır.)
'Beslenmenizden şeker ve şekerli gıdaları, nişasta içeriği yüksek olan gıdaları çıkartarak, tam tahıllı ürünleri tüketerek cilt sağlığınıza katkı sağlayabilirsiniz.
Son olarak sağlıkla ilgili her durumda önemli olduğu gibi, cilt sağlığı ve devamlılığı için de yeterli ve dengeli beslenme oldukça önemlidir ve diğer uygulanan iyileştirici uygulamalarının sonucuna olumlu yönde katkı yapmaktadır.
Protein yapıları ( ister yapısal, ister enzimatik, ister kas yapısı, ister yapısal ( kollajen gibi) isterse de savunma mekanizmamızda yer alan olsun) zaman geçtikçe fonksiyonlarında azalma olacağı bir gerçektir. Bu yüzden de beslenmenin yanında dermakozmetik ürünlerin kullanımı gibi dıştan yapılacak müdahaleler oldukça önemlidir.
Yaşlanma etkisinin görülmesini ertelemek, bu etkinin daha sonraki dönemlerde görülmesi yada en az şeklide cildiniz hasar görebilmesi içinde bu bakımların yanında besleme de oldukça önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi