
Şadiye ÖZTÜRK
BÜYÜK TÜRKİYE
Pazartesi günü Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu, kurmaylarının istinşafi görüşmelerinin ardından biraraya geldiler. CHP kanadının koalisyon için hevesli olduğunu biliyoruz. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise koalisyon seçeneğini samimi şekilde değerlendireceğini daha ilk günden deklare etti. Ak Parti seçmeni ise CHP ile kurulacak bir koalisyonu istemiyor. İstememekte de kendince haklı sebepleri var. Zira Ak Parti yıllarca CHP ve onun devleti kuşatmış olan zihniyetiyle her cephede savaştı. Ve bu söylemleriyle de seçmeninin büyük desteğini gördü. CHP ise 13 yıldır girdiği bütün seçimlerde Ak Partiyi iktidardan düşürmek için seçmeninden oy istedi. Ve % 25'lik oyunu koruyabildi. Hatta Ak Partiyi iktidardan düşüremeyeceğini anlayınca bari tek başına iktidar olamasın diye uğraştı. Bunun yolunu ise (yıllarca karşı oldukları) kürt milliyetçisi Selahattin Demirtaş'ı pop star gibi pazarlayıp genç seçmenin oylarının HDP'ye kayması için çalıştılar. Tabi sadece CHP değil birçok çevre de gayret gösterdi ve başarılı da oldular. Erdoğan düşmanı CHP'nin koalisyon beklentisi yüzünden hiç muhalif sesini duyamıyoruz. Gazetelerinden dahi kısık seslerin dışında ses gelmiyor. Terör olaylarının canlandığı bu günlerde TÜSİAD gibi muhalif ekonomi patronlarından dahi ses gelmiyor. Aslında olması gereken ve doğal olan da budur. Yani ülkenize yönelik iç ve dış tehdit varsa yandaş, muhalif herkes tek ses olur. Biz yıllarca böyle birşey görmediğimiz için bu sessizliği de hayra yoramıyoruz. Neden Ak Parti'ye muhalif bütün çevreler hele de Ak Parti'yi köşeye sıkıştıracağı bu kadar malzeme varken ses çıkmıyor. Sizce de bir gariplik yok mu İşte tüm bu olanlar haklı olarak Ak Partili seçmeni endişelendiriyor. Tabanını yakın gördüğü MHP'nin ise ısrarla Ak Partiyi CHP ile koalisyona zorlaması, iktidarı ısrarla istememesi anlam veremediğimiz bir olay. Her fırsatta vatan, millet naraları atan MHP'nin terör olaylarının tırmandığı bu günlerde kayıtsız kalması anlaşılır gibi değil. Bu kadar cevapsız soru varken çok şükürki hükümet ciddi kararlar alabiliyor. Bu kadar güçlü ve tecrübeli bir ülke olmasaydık çoktan Suriye ve Irak olmuştuk bile.Bizi parçalamaya çalışan iç destekli dış güçler inşallah emellerine ulaşamayacak. Zira biz kökleri Orta Asya'ya dayanan çok sağlam devlet gelenekleri olan bir devletiz. Allah'ın izniyle bu kötü durumdan daha da güçlenerek çıkacağız.Bu nedenledir ki her fırsatta Türkiye'yi suçlayan BM, Avrupa ve Amerika gibi güçler Demirtaş'ın 'PKK'ye karşı Türkiye orantısız güç kullanıyor' söylemleri üzerine Türkiye'nin yanında yer aldı. Geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun, 'Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmıştır' dedi. Artık her koşulda 'siz haksızsınız, suyu bulandırıyorsun' diyemiyor batı. NATO askerlerine terör konularında konferans veren, uluslararası ilişkiler konusunda uzman olan Deniz Ülke Arıboğan 'artık Türkiye'ye rağmen kimse bölgede at oynatamaz, gündem belirleyemez' diyor.Kimse ye'se düşmemeli, yeni Türkiye ve büyük Türkiye mazlumların hamisi olmak için çok yakında sahnelerde...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.