
Şadiye ÖZTÜRK
CIBILLAR PARKI
Cıbıllar parkı olan yerin, bu gün ki hali daha güzel diyenler çoğunluktadır sanırım. Ben de şahsen bu fikirdeyim. Kale camiinin önünün açılması, Buruciye ve Çifte minare gibi iki güzide eserin istasyon caddesinden geçenler tarafından temaşa edilebilmesi de çok hoş olmuştur ama yine de gözlerim eski Cıbılları aramaktadır zaman zaman.
Boyacıların 'Boya cila yimbeş' dediği günlerden hatırlarım bu parkı. Kazan simitlerinin en gevreğini sade gazoz refakatinde az buyur etmedik midemize. Cızırtılı plaklardan Ahmet Sezgin'i çok dinlemişliğimiz vardır. Nuri Sesigüzel'in, hala dillerde dolaşan 'Kahverengi Gözlerin' şarkısıyla tanışmam da bu parktan yükselen notalarla olmuştur.
Caddelerimizin faytonları çeken atların nal sesleriyle çalkandığı günler güzel günlerdi. O zaman dondurmalar daha lezzetli, ince belli bardaklardaki çaylar daha demliydi herhalde.
Bence yalnız ben de değil, tüm Sivaslılarda bir hatırasını bırakmıştır Cıbıllar. O günleri yad ederken döktüm duygularımı şiire zamana hediye bırakmak için.
Gelmişsin Kepçeli'den, iyice yorulmuşsun,
Görmüşsün CIBILLAR'ı, zevkine vurulmuşsun,
Çekmişsin sandalyeyi, şöyle bir kurulmuşsun.
Binin yarısı beş yüz, yüzün yarısı elli.
Gelsin tavşan kanı çay, bardaklar ince belli.
Bakarsın bir etrafa, herkesin keyfi tıkır,
Gençler var az ötede, kalpleri fıkır fıkır,
Beybabanın tesbihi kehribar, şıkır şıkır.
Bir boyacı yanaşır, göz güleç, yüz az çilli.
'Parlasın' der umutla, siftah etmemiş, belli.
Bir simitçi görünür, umutları tepside,
Kazan simidi bunlar, sıcak sıcak hepsi de.
Kokusu davet eder, can çeker, ister mide.
Ayak ayak üstünde, neşe bol, keyf katmerli,
Adı cıbıllar ama, çoğu da kerli ferli.
Laflar kucağa düşer, çekirdek yene yene,
Yazsa, kural tanınmaz, uzanılır çimene,
Bazısı sıcak sever, tercih onun, kime ne ...
Bir fayton geçebilir, atları pullu telli,
İçinde evli bir çift, gelin kınalı elli.
Müşteri çok çeşitli, şu mert adam bir dadaş,
Sözlerde samimiyet: abuç, arkadaş, adaş,
Cıbıllardakinden hoş, nerede denir gardaş
İhtiyarlar maziyi anlatır, tatlı dilli.
Hadi be! Gelsin çaylar, bardaklar ince belli.
Işığını sererken, yaz günü, güneş dimdik,
Bir gazoz köpüğünde merhaba der serinlik,
Çama baksan, el eder, mavi gökte derinlik.
Binin yarısı beş yüz, yüzün yarısı elli,
Sohbetin tadı başka Cıbıllar'da besbelli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.