Son aylarda çevremizde ne idiğü belirsiz, hırpani kılıklı, gözleri kızarmış gençler görülmeye başladı. Birçoğuna göre bunlar, 'tinerci', 'uyuşturucu belalısı' , 'hırsız', 'ayyaş', 'haydut' ... Adına ne derseniz deyiniz ama yine bir kısım vatandaşlarımıza göre, uyuşturucu tacirleri okul önlerine kadar geldi ve tezgah açmaya başladılar bile... Ülkemizde her yıl binlerce bedene zehir enjekte eden bu kişilere karşı yapılan polisiye tedbirler yetersiz kalmakta, anne-babalar ile okul idarelerinin de çok dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü ruhsal bakımdan çalkantılı, duygusal bakımdan da inişli çıkışlı bir yapıya sahip olunan gençlik çağında çocuklarımıza çok dikkatle yaklaşmak ve onları iyi anlamak zorundayız. Onların dikkatini dışarıdaki tehlikelere de çekmek durumundayız.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekiminin geçenlerde yapmış olduğu açıklama gerçekten de çok ürkütücü. Başhekime göre Türkiye'de uyuşturucu kullanma yaşı İlköğretim öğrencilerine inmiş durumda ve yine Başhekime göre ülkemizde uyuşturucu kullanımı her geçen yıl korkunç bir artışla sürüyor.

Ayrıca; geçen hafta, Suşehri Sağlık Yüksekokulu tarafından Suşehri ilçesinde yüksekokul öğrencilerine 'Madde Bağımlılığının Önlenmesi ve Korunma Yolları' konulu konferansta konuşan Doç. Dr. Meral Kelleci, uyuşturucu kullanımının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hızla arttığını söyledi. 'Madde bağımlıları maddeyi temin etmek için gasp, hırsızlık ve cinayet gibi suçların içinde kendilerini buluyorlar' dedi ve en riskli yaş gurubunun 12-20 yaş gurupları olduğunu söyledi. Öyleyse, geleceğimizin teminatı, gözümüzün nuru olan çocuklarımıza göz kulak olmak yine bizim en büyük görevimizdir.

Hele bir de 'Bonzai' diye sentetik bir uyuşturucu çıkmış ki sormayın… Basına göre; ilk okul çocuklarının bile kullandığı bu uyuşturucu ilk kullanımdan itibaren bağımlılık yapıyormuş ve sadece üç liradan satılan bu zehir vücuda inanılmaz zararlar veriyormuş. Böbreklerde ve ciğerlerde kalıcı hasarlara sebep olan Bonzai'yi pek çok genç kullanıyormuş.

Sevgili anne ve babalar; son günlerde çocuğunuz aşırı sinirliyse, derslerindeki başarı oranı her geçen gün düşüyorsa, hiçbir şeye karşı ilgi duymuyor ve toplumdan kaçmaya başladıysa dikkatli olun.

Ayrıca yemek yeme düzeninde bir bozukluk olduysa, yalan söylemeye başlayıp evden de ufak tefek şeyler kayboluyorsa, elbise ve yatağında ufak tefek yanık ve yırtıklar olduysa, tuvalette uzun süre kalıyorsa bütün bunlar bize bir problemin olabileceğini düşündürmeli ve mutlaka anne-baba- olduğumuzu hatırlayarak olayı çözümleme yoluna gitmeliyiz. Bu konuda öğretmenlerinden ve yetkililerden de yardım istemeliyiz.
Yeni yılda sağlık, mutluluk ve başarılar dilerken, her türlü olumsuzluklardan Allah korusun diyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.