Ulusal bir gazetenin ana başlığına bakın. Kendisine gelen haberi hiç araştırmadan alelacele manşet yapıyor. Neymiş, basın özgürlüğü, imiş. Aslında küfretme, hakaret etme özgürlüğüne, basın özgürlüğü, kılıfını takmak istiyorlar. Yetmiyor, Batı ülkelerine şikayet ediyorlar. Sonra al sana basın özgürlüğü diye; Bu Ülkenin kutsalına hakaret eden başlıkla yayına çıkıyorlar… Birileri de onların yaptıkları hakaretleri bir tarafa bırakarak, sözde basın özgürlüğü adına onlara destek veriyorlar. Üstelik bu desteği verenler, Peygambere sevginin kutsal olduğunu senelerce, insanlara anlattılar. Bu kadar kışkırtıcı bir başlık olamaz. Akabinde ülkenin değişik yerlerinde protesto ve kınama eylemleri… Polisin kendilerini güvence altına alma girişimlerini de; polisin yayın hayatına müdahalesi, diye yayınlıyorlar.

Ortada bir olay var. Henüz ne olduğu bile açıklanmamış. Detaylı olarak bilgiler alınmamış. Sen haber ajanslarından gelen bu habere karşılık böyle bir başlık at. İnadına, resimleri paylaş, Sonuç önemli değil, önemli olan bu başlığı atmaktır, o karikatürleri yayınlamaktır. Olayı henüz kimin bile, gerçekleştirdiği tam anlaşılmamışken; arka planda kimlerin bu olayı organize ettiği, belirsizliğini korurken, birileri hem hakim, hem savcı olma hevesi içerisindeler.

Sonrasında yapılan değerlendirmeler; sanki, o gazetenin yaptığını, kahramanlık olarak göstermeye çalışanlar. Tüm Ülkenin Müslüman çoğunluğunu alaya alırcasına; destek mesajları, açıklamaları, yanındayız, beyanatlarını ilgi ile izliyoruz. Kimin yanındalar şöyle bir açıklayalım: Hz. Peygamberi küçük düşürücü yayınları, yayınlayanların yanındalar. Yani o yayının yayınlanmasının sakıncası olmadığını, kendi kutsalına hakaret edilmesinin önemli olmadığını söylüyorlar. Güzel, kim söylüyor Adının Müslüman olduğunu ifade edenler. O zaman sormazlar mı insana, sen peygambere küfredenlerle nasıl beraber olursun Papa, bile yapılanlara tepki koyarken, diyalog taraftarı olan bazılarının peygambere küfredenlere, basın özgürlüğü adına destek vermesi, manidardır.

Etrafımızda bir Suriye, Irak gerçeği varken, İran üzerinde bir takım oyunlarla uğraşılırken. Türkiye' nin sakin ve huzur içerisinde olması birilerini rahatsız etmektedir. Ülkemizin çeşitli nedenlerle karıştırılmasından, kimler karlı çıkacaktır. O nedenle, her alanda Ülkemizin sorunlar yumağı haline gelmesini isteyen, çevreler her zaman vardır.

Kuzey Irakta var olan problemlerle, Kürt Halkı karşı karşıya getirilmeye çalışılmaktadır. Irak Yönetiminin, ikinci hedefinin Kürtler olacağı Iraklı bazı yetkililer tarafından açıklanmıştır. Böyle bir ortamda, Kürtlerin başını çektiğini söyleyen güçler, hangi mantıkla Cizre' yi karıştırmak istemektedirler, düşünmek lazımdır.

PARİS' TE, Cenazelerin kaldırılışında yaşanan olaylar tamamen bir komplo olayı olduğunu doğrular niteliktedir. Dünyanın en büyük katliamlarını gerçekleştiren insanlar, bir araya gelerek hangi şiddeti, hangi terörü lanetlemektedirler. Sebeplerini, sonuçlarını kendi hazırladıkları, terörü mü

Hemen olayın sıcaklığı ile; yapılan yorumlar da, olayı gerçekleştiren kişilerin, elini, kolunu sallayarak, olay yerinden gitmeleri dikkat çekicidir. Sonradan ortaya çıkan görüntülerde, polis arabası, geri geri kaçarak giderken, yolun köşesinde arabayı terk edip, yolu tıkayarak, teröristlerin yolunu kapamış olmayacaklar mıydı Sorular o kadar çok ki; cevapları belki de asla bulunmayacak…

Son bir not, Fransa' nın, Rusya krizinde, Türkiye ile birlikte hareket etmesi, Filistin'in devlet olarak tanınması, gerçeklerini de, göz ardı etmeyelim. Allah, ülkemizdeki düşünen beyinlere, doğru düşüncelere sahip olarak, doğru sonuçlar bulmayı nasip etsin…