Şimdi sizlere Nureddin Yıldız hocaya yazılan bir mektubu nakletmek istiyorum. Mektup yuvasını kurtarmak için çırpınan bir erkeğe ait. Anlayışsız ve dediğim dedik bir hanıma sahip olduğunu ve böyle bir hayatı yaşamak mecburiyetinde olduğunu ve bu yuvayı nasıl kurtarabileceğini ciğeri yanarak hoca efendiye samimiyetle soruyor. Okuyalım:

"Selamün aleyküm hocam nasılsınız? Sitenizi yakından takip ediyor ve tavsiye ediyorum. Zaten bizi ayakta tutan sizin gibi düşünen alimleri takip etmek yoksa ayaklarımız çoktan kayar. Rabbim sizi iki cihanda muvaffak eylesin. 20 yıldan beri geçimsiz, inatçı, her dediğim dedik, huysuz bir eşim var. Evde hep onun dediği olur. Maşallah İslam’ı da iyi biliyor. Benim bu durumda sabretmem ki 20 yıldır, ahmak olduğumu mu gösterir ya da bu sabretmemden dolayı Allah cc dan beklediğim ecir midir acaba? Çünkü şuna inanıyorum; rabbim bir gün beni mükâfatlandıracak diye bekliyorum. Bazen sabır taşı çatlıyor. Allah’ım ayaklarımı kaydırma diye dua ediyorum. Bu arada akraba ve doğulu olduğum için boşanma hoş karşılanmaz diye de boşanamıyor. Bir kaç sefer teşebbüs ettiysem de beni intihar etmekle tehdit etti. Hiç ama hiç hayattan tad almıyorum dünyayı sevmiyorum bir an önce rabbime iltiça etmek istiyorum. Allah’ım diyorum ya benim ya da onun emanetini al evden kaçmayı bile düşünüyorum. Bir erkek için ne kadar yakışıksız değil mi? Zerre kadar bana karşı merhameti yok, hep muhalefet ama dedim ya bu sabır ne kadar sürer dayanılmaz bir hal alıyor. Ne dersiniz sabredeyim mi, evi terk mi edeyim? Şimdiye kadar her hangi bir alime danışmadım sabır ve tavsiyelerle hep bekledim. Şayet zina ve adam öldürme haram olmazsa idi yeryüzünde evli kimse olmaz ve insanlar birbirini boğazlardı. Bunları frenleyen rabbimizin emirleri. Allaha emanet olun."

Adamcağız daha ne desin, durumunu daha nasıl izah etsin.

Nureddin Yıldız hocamız kendi web sitesinde ona şöyle cevap veriyor.

"Selamünaleyküm.

Bu anlattıklarınızın ne kadar tek taraflı/adil olduğu sizin mesuliyetinizdedir. Ancak bu anlattıklarınızla bir yuvanın sürdürülmesi zordur. Yarın harama kayma ihtimaline rağmen bir işi sürdüremeyiz. Yöre kültürü gibi bir nedenle dünya ve ahiretimizi batıramayız.

Aile büyüklerinizle geniş bir istişare yapın, onun ailesinden de katılanlar olsun. O istişarede size ve ona bir çare üretilemezse ayrılma sürecini başlatın. Eğer size kendinizi düzeltmeniz gereken hususlar iletilirse siz de kendinizi düzeltin."