
Şadiye ÖZTÜRK
İSRAF YAPMAK İNSANLIKLA BAĞDAŞMAZ
Son günlerde, Afrika toplumunun çekmiş olduğu açlık sıkıntısını görünce; sanki önlerindeki nimetin hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi düşünenler, kendilerinin de bir gün açlıkla karşı karşıya kalacaklarını hiç düşünmemektedirler. Son olarak, hemen yanımızda yaşanan savaş ve mülteci olaylarında yaşanan acı gerçekler de, ibret olmamaktadır. Komşularımızın yaşadığı, susuzluk ve açlık sınavı sonrasında yaşanan ölümler de, bazılarının gözünden kaçmaktadır. Arkasından mültecilerin yaşadığı, dram, ortadadır. Bu dram apaçık ortada iken; israfın zirvesinde olmak, hangi akılla izah edilebilir. Bugün, resmi rakamlara göre; İsrafın bedeli, Ülke bütçesinin dörtte birini oluşturmaktadır. Gerçekten çok korkunç bir rakam. Kısacası, biz kendi kendimizi fakirleştiriyoruz. Bir de bu açıkların kapatılması için iç veya dış borçlanma ile aldığımız paraların faizini de düşünürseniz, gerçekten yürekler acısıdır. Özellikle bu konuda, genç nesillerimizin yeteri kadar, bilgilendirildiği fikrinde değilim. Sorumsuzca, her alanda alabildiğine israf devam etmektedir. Üretmekten haberi olmayan genç nesillerin çoğu; bir tüketim çılgınlığının, israfın esiri olmuş, durumda gözükmektedirler.
Yüce Ramazan Ayında; açlığın ne demek olduğunun toplumun büyük bir kısmı tarafından bizzat yaşanırken, bu kadar yiyecek israfı için; biraz daha dikkat diyoruz. Nerede olursak olalım önümüze yiyeceğimiz kadar ekmek almalıyız. Mümkünse ekmekleri dilimleyerek kullanmalıyız. Yiyemediğimiz yemek ve ekmek artıklarını mümkünse, lokantalarda bile olsanız, paket yaptırıp evinize götürünüz. Bizim dışımızda da, bir dünya olduğunu bilmek zorundayız. O dünyada insanlar, kimi zaman açlıktan ve susuzluktan hayatlarını kaybetmektedirler. Tükettiğimiz, israf ettiğimiz, tüm nimetler insanlığın ortak malıdır. Hakkımız olmadığı halde, o nimetleri sorumsuz bir şeklide tüketmeye hakkımız, yoktur. Bu resmen hırsızlıktır. İnancımıza göre; zaten bu davranışlar haram olarak kabul edilmiş ve israf yasaklanmıştır. Yüce Yaradan, bunu açıkça yasaklamıştır. Etrafımızdaki, bir çok insanın; bizim israf ettiğimiz nimetleri elde etmek için; ne çabalar harcadığını düşünmeliyiz. Kimi zaman israf ettiğimiz, yiyecek ve içeceğin; bunların yokluğunu çeken insanlar için; bir hayal olduğunu aklımızda tutmalıyız. Burada sadece yiyecek, içecek israfından bahsettiğimiz için; diğer alanlarda yapılan israf çılgınlığına başka zamanlarda değiniriz.
İsrafı engellemekle kazanacağımız şeyleri saymakla bitmez. Bunların yanında, en başta geleni; bana göre de en önemlisi sosyal alandaki paylaşımdır. Paylaşım, insani ilişkileri güçlendirecektir. İnsanlar arasındaki gelir dağılımındaki makas biraz olsun kapanacaktır. Gelirler arasındaki farklılıklardan dolayı kimse, kimseye kem gözle bakmayacaktır. Böylece sosyal bir barış ve huzur ortamı kendiliğinden gelişecektir. Kardeşlik hisleri daha yaygın bir hale gelecektir. Sosyal hayatta; buna bağlı olarak sosyal içerikli suçlar azalacaktır. İnsanların birbirine karşı olan sevgi ve muhabbetleri artacaktır. Toplumda, fitne ve fesat amaçlı, insanların bu alandaki yaptıkları çalışmalar boşa çıkacaktır. Bu alan ile ilgili, istismar olayları ortadan kalkacaktır. Faydası saymakla bitmez… Sürekli tüketen bir toplum, eğer bir ürünün ne kadar zorlukla üretildiğini bilmiyorsa; asıl felaket o zaman başlamış demektir. Ülkeyi yönetenler olarak; bu konuda gerekli özeni gösterip, insanların aşırı derecede israf yapmasının önüne geçmeliyiz...
İsraf yapmak, çok büyük bir umursamazlıktır. İnancımıza göre, ısrarla yasaklanmıştır. Böyle olmasaydı; Yüce Rabbim; bize israf yapmamayı, emreder miydi Her şeyi bilen; Rabbim, faydalarını çok iyi bildiği için; bize israfı ortadan kaldırmayı emretti. Düşünün bakalım israfın ortadan kalkmasından, inanmayanlara yönelik soruyorum Yüce Rabbimin ne kazancı olabilir. O, kullarını düşündüğü için bunları bize emretmiştir. Arif olan anlar… Burada söz konusu olan, insanlara nimet olarak verilmiş olan tüm yiyecek ve içeceğin insanlığın ortak malı olmasıdır. Rabbim, tüm insanlara yetecek kadar nimet yaratmıştır. İnsanlar, o dengeyi bozarak; her nimeti kendine has olarak yaratılmış gibi; sorumsuzca elde edip, sorumsuzca ve sınırsızca harcamanın peşinde olmaktadırlar. İsraf o kadar büyük boyutlardadır ki; anlatmaya kelimeler, ifadeler yetmez.
Şu önemli hatırlatmayı da mutlaka yapalım. Bütün bu yiyeceklerin soframıza geldiği süreçte, kimlerin emeği olduğunu, bir maddi karşılığı olduğunu unutmayalım. İsrafa devam ettiğimiz sürece; hem çiftçi kardeşlerimizin emeklerini hiçe sayıyoruz. Hem de cebimizdeki paramızı boşa harcamış oluyoruz. Emekte para da boşa gidiyor. İsraf ederken bir kez daha düşünelim. Çevremize ve insanlara karşı saygılı olalım. Tükettiğimiz, her yiyeceğin insanlığın ortak tüketilmesi için; yaratıldığını unutmayalım. İsraf azıcık akıllı düşünen bir insanın, yapacağı bir eylem değildir. O nedenle kendimizi bu anlamda kontrol etmekte fayda vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.