
Şadiye ÖZTÜRK
NÜFUS VAR AMA NÜFUZ VAR MI
'Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini çok seven bir bulutla bir yıldız varmış. Bulut, gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu; yıldız ise en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıymış…
Bulut biraz safmış ve bu yüzden de kimseyi kıramazmış… Yıldızsa buluta çok bağlıymış. Zaten yıldız için bir bulut, bir de çok sevdiği dostu peri varmış. Bir derdi olduğunda gider periye anlatırmış. Ama nereden bilirmiş ki perinin bir gün, bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılması için kullanacağını Bir gün bulutla yıldız hiç yoktan yere tartışmışlar. Bulut, hatalı olmasına rağmen çekip gitmiş. Yıldız ise, 'Nasıl olsa bulutum beni sever, dönecektir' diye düşünüp hiçbir şey yapmamış. Fakat hiçbir şey beklendiği gibi gitmemiş. Bulut dönmemiş. Ertesi gün yıldız, olanları, en yakın dostu periye anlatmış. Peri, göstermelik bir hüzne bürünmüş. Çünkü eline büyük bir fırsat geçmiş. Bulutun yanına gitmiş ve yıldızın artık ona sevmediğini söylemiş. Yıldız ise, günlerce bulutun gelmesini beklemiş, ama bulut gelmemiş. Bir gün yıldız bulutun yanına gidip, konuşmaya karar vermiş. Gece yola çıkmış… Ama yolun sonunda bulutu, en iyi dostu sandığı peri ile birlikte ayda el ele görmüş… Melekler dayanamayıp bütün olan biteni anlatmışlar yıldıza… Yıldız çok üzülmüş ve dönüp gitmiş. Bu acıyla da ışık veremez olmuş, sönmüş… Bulut ise, ne eskisi kadar pembe, ne de kadifeymiş. Yıldız daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitmiş. Ondan, yansıtması için biraz daha ışık istemiş. Güneş, ışık yerine sevgisini vermiş yıldıza.
İşte o gün bu gündür, yıldız dünyaya güneşin sevgisini yansıtır, bulut ise hep gözyaşlarını akıtır dünyaya… Bir de yüreğinden kopan fırtınaları…'
Sevgi ve ilgi insanların gönüllerine girebilmek için birer altın anahtardır. İnsanlar arasında sevgi yok olmuşsa ilişkiler çarpıktır ve hayatta bir can sıkıcılık vardır. Özellikle aynı şehrin insanları birbirlerini severse bir şeyler yapabilecek, bir şeyler başarabilecek ve mutlu olabileceklerdir.
Geçen hafta, İstanbul'daki 'Sivas Platformu'nun organize ettiği 'FESHANE'DE SİVAS GÜNLERİ' ni ilgi ile izledim. İstanbul'da yaşayan özellikle Sivaslıların oraya ilgisi beni fazlasıyla mutlu etti. Üç gün boyunca çok yoğun bir ilgi vardı. Sivaslılar kültürleriyle gurur duydular, özledikleri memleket ürünlerini satın aldılar, ilçe stantlarında ikram edilen yiyeceklerin tadına baktılar. İstanbul'daki Sivas Platformu başkan ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyorum.
Bu arada, İstanbul'daki bu kadar çok Sivaslı'nın İstanbul'un yönetiminde hatta İstanbul'un bir mahallesinin yönetiminde neden bir araya gelemediklerini düşündüm. İstanbul'da yoğun bir nüfusumuz olmasına rağmen hiç nüfuzumuzun olmadığına hayıflandım. Acaba birileri mi bizi birbirimize düşürüyor Bu plandan neden haberimiz olmuyor Anlattıklarına göre, Sivaslılar olarak mahalle muhtarlığı bile elde edemiyoruz. Çünkü aynı koltuk için birkaç Sivaslıyı aday gösterip başkaları aradan sıyrılıyorlar. Halbuki sevgi aynı kaderi paylaşmadır. Paylaşılmayan sevgi dert ve acıdan ibarettir. Lafa-söze gelince birbirimiz için, hemşerilerimiz için canımızı veririz ama ne hikmetse bir araya gelip menfaat birliği sağlayamayız, birbirimiz için fedakarlıklarda bulunamayız.
Bakın sevgili hemşerilerim; bizi bizden başkası sevemez. Geçtiğimiz Pazar günü Sivas'ta oynanan Sivasspor-Gaziantepspor maçında 4 Eylül stadının dörtte biri bile dolmamıştı. Bilet fiatları 5 – 10 ve 15 lira gibiyken takımımızı desteklemeye bile gitmiyoruz. Bu yıl 7530 adet kombine bilet yapılmış, biletlerin bir yıllık fiyatı; VİP tribün 200 TL. Maraton tribün 150TL, kale arkası tribün de sadece 50 TL'den satışa çıkarılmış, bu biletlerin henüz birçoğu satılamamış. Bu nasıl Sivas sevgisi Halbuki Sivas'ımızı en güzel tanıtan ve temsil eden SİVASSPOR'dur. Sivasspor'un sayesinde para kazanan esnaflarımız maça gitmese de bu kombine biletlerden alarak Sivasspor'a destek vermelidirler. Ya İstanbul'daki maçlara ne dersiniz İstanbul statlarında tribünlerde ancak 200-300 Sivaslı görebiliyoruz. Bu, İstanbul'da yaşayan bir buçuk milyon Sivaslı nerede Allah aşkına Sivasspor'umuzu çok seviyoruz ama maçlarına gitmiyoruz, onu desteklemiyoruz. Lafa gelince de mangalda kül bırakmıyoruz. Halbuki seven insanlar birbirine güvenir ve dayanışma içerisinde olur.
Olaylardan ders almak ümidiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.