
Şadiye ÖZTÜRK
Şiir Şehrinde 8. BURUCİYE ŞİİR AKŞAMLARI
Yolunuz düştü mü bilmiyorum ..
Bugün başka bir mevkiye taşınması düşünülen tek katlı dar sokaklı Eski Sanayi Çarşısının içlerine doğru ilerlediğinizde kor ateşle yanan ocakta nar gibi kızarmış çeliği örsün üzerine koyup, musiki sanatkarlarına taş çıkarırcasına ahenkli bir ritimle dövülen çeliğin ve çekicin sesleri doldurur kulaklarınızı. Gözlükleri burnunun üzerine düşmüş, yaşı yetmişleri çoktan aşmış bu ihtiyar, sabahın ezan vaktinde kepenklerini indirdiği 15-20 m2'yi geçmeyen dükkanında Sivas Bıçağı imal eden İbrahim Argut ustadır. Bir yandan örsün üzerinde demiri döver; öbür yandan zihninin derinliklerinde, kültür coğrafyasının deryasından akıp gelen gümrah ırmakların şiirini, aruz vezninin ahengiyle terennüm eyler; Fuzuli'den, Nedim'den, Şems-i Sivasî'den beyitler dökülür dudaklarından...
Bir ağustos günü Atatürk Caddesinden aşağıya doğru yürüyünüz... Yaz sıcaklığının şehre çöktüğü ikindi sonrası taş basamaklı merdivenlerden nerede ise şehir zemininden iki metre kadar çukurda kalmış Meydan Cami avlusuna indiğinizde, asude bir köşede içinize ferahlık veren bir türbe karşılar sizi... Şehrin kalabalık anaforunun aksine derunî bir sessizlik içinde gönlünüzü dolduran, nazenin ve zarif sese bir kulak verin... Beş yüz yıl önceden Şems-i Sivasî, seslenir: 'Vasıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dûr olmadan/ Kenz açılmaz şol gönülde ta ki pür-nûr olmadan/ Sür çıkar ağyarı dilden ta tecellî ede Hakk/ Padişah konmaz saraya hane ma'mûr olmadan'
Bugün her ne kadar apartmanların arka bahçesine terkedilmiş olsa da, ağaçların gölgesinde kendi haline bırakılmış bulunsa da, yattığı toprağın bağrından bugünlere seslenen, beş yüz altyüz yıl öncenin mücadeleci, heyecanlı ve cevval bir devlet adamı olarak genç yaşta dar-ı bekaya intikal eden Kadı Burhanettin'in edebiyatımıza kazandırdığı nadide rubailerini dinleyin... 'Nice ki ömrüm var benim, yüzün gibi yüz görmedim/ Vallah ki yüzün göreli, özgelere yüz görmedim'.
Çayırağzı mevkiinde mutasavvıf Morali Baba'ya uğrayın bir... Ve bu topraklarda yaşanan aşklara kulak verin.. 'amberin rayihası turra-ı canan getirir/ Lutfeder bad-ı saba, derdime derman getirir/ Ben derem nukheti zülfün getir ey bad-ı saba/ O gider başıma sevdayı perişan getirir'....
Sonra yönünüzü şehrin her bir köşesine çevirin. Uzun ince bir yolda giden Aşık Veysel'e, Ruhsati'ye, Pir Sultan Abdal'a kulak verin... Ya da her hangi bir Sivaslının, düğününde, cenazesinde, asker uğurlamasında, madımak toplamasında, harman aktarmasında yanında olun... Türkülerine, manilerine, ağıtlarına eşlik edin... Düğün halaylarına katılın, ağıtlarında 'ezim ezim ezilen' yürekleriyle bir olun...
Göreceksiniz ki, bu şehrin okuma yazma bilmeyeninden okumuşuna kadar her bir insanının yüreğinde kaynaşan duygular sözün en veciz haliyle en edebi ve sanatkarane şekliyle zamana ve insana kayıt düşmektedir.
Yavuz Bülent Bakiler'in dediği gibi... 'Bir gün bir derviş gibi çıkıp gelirsem eğer / Görürsem bir daha gönül gözüyle seni./ Anla bir rüzgar gibi yüreğimden geçeni./ Ve sonra anam gibi sar beni Sultan şehir...'
Sivas, köşe köşe, bucak bucak şiirdir. Sivas, söz sultanlarının otağıdır.
Çünki, bu şehrin benliğinde şiirin gümrah damarı vardır..
Şehir şiirle yaşıyor, şiir şehirle... Böyle deyip yola çıkmıştı bundan sekiz yıl önce bu şehrin şiire sevdalı insanları 'Buruciye Şiir Akşamları'yla...
Ve bu sene Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ve Sivas Belediyesi ile birlikte 8. Buruciye Akşamları(*), ülkemizin seçkin şairlerinin katılımıyla 18 Ekim Cumartesi akşam bir kjez daha şiirin ikliminde nefes bulacak.
Şiir şehir ile bir kez daha buluşacak; şiirin ve şehrin birlikteliği bir kez daha gerçekleşecek. Estetiğin, inceliliğin ve huzurun ruhlara saldığı sukunetin vuslatı yaşanacak... Çünki şehir, şiirimizde medeniyetin sembolü olmuştur genellikle; şiir ise şehirlerimizin ve medeniyetimizin ifade tarzı.
Günümüzün karmakarışık, bunaltan ve beton gökdelenlerin hançer gibi saplandığı şehirlerden kaçışın, huzura ve gönül dünyasına vuslatın ifadesi olarak seslendirilen şiirin rüzgarı esecek Sivas'ta..
Şiir şehri Sivas'ta, şiirin serin ve sukunetli ikliminde buluşmak dileğiyle...
DAVET :
(*) 8.Buruciye Şiir Akşamları, 18 Ekim 2014 Cumartesi günü saat 18.30'da Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde yapılacaktır.
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Türk şiirinin değerli ismi Bekir Sıtkı Erdoğan anısına yapılacak olan geceye şiirleriyle, Arif Ay, Metin Önal Mengüşoğlu, İsmail Kılıçarslan, Mehmet Çelik, Bilal Tırnakçı, Mehmet Ragıp Karcı, Alim Yıldız, Hüseyin Akkaya, İhsan Deniz, Ferman Karaçam, Erdem Arslan, Alper Duran, Cengizhan Konuş, Sergul Vural, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar katılacaklar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.