
Şadiye ÖZTÜRK
SİYASET MÜHENDİSLİĞİ YA DA FİTNE MÜHENDİSLİĞİ!
Biz insanlar inançlarımız, ailevî, şahsi ve millî kültürümüz gereği; yetişme ve yetiştirilme tarzımıza uygun davranış alışkanlıkları edinerek yaşarız. Kendi tercihlerimizin, ikna olmuşluklarımızın ve çevre şartlarımızın, bu alışkanlıklarımızda önemli ölçüde payı vardır.
Yaşlı ve tecrübeli bir alim kişiye, 'Siz kimin çocuğusunuz ' diye sormuşlar. Bu alim zat da onlara, 'Ben alışkanlıklarımın çocuğuyum.'demiş.
Hayat tarzımız gereği edindiğimiz muhakeme ve davranış alışkanlıklarımızdan dolayı insanları, îzafi diyebileceğimiz değerlendirmelerle; akil, dindar, aydın, bilge, dürüst, sosyal, güzel, temiz, iyi, milliyetçi, vatansever, sadık, sevecen, becerikli, nefsini aklıyla kontrol eden, aklını nefsiyle bozan, akılsız, dinsiz, cahil, bilgisiz, düzenbaz, yabani, çirkin, pis, kötü, bölücü, fitneci, vatan haini, asi, terörist, sevimsiz, beceriksiz gibi çokça sıralayabileceğimiz vasıflarla nitelendiririz.
Biz Anadolu insanları, tarihî misyonumuz ve aldığımız o ulvî dinî eğitimimiz gereği; hemen ölecekmiş gibi ahiret için; hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için gayret sarf eden; yani, maneviyatı da maddeyi de, birbirini güçlendirecek şekilde önemseyerek yaşayan insanlar olmayı, hayat tarzımız olarak tercih ederiz. Bu tercihimiz bizi, Dünya çapında siyasî, dinî, sosyal ve ticarî alanda büyütür ve güçlü kılar. Dostlarımız sevinir, güvenir ve bundan istifade ederler. Ama düşmanlarımız, bunu kıskanır, korkar, kibirleri zedelenir, içten ve dıştan hainlik yapmaya, kin gütmeye başlarlar. En güçlü psikolojik silahları da 'fitne'dir.
Konumuzla yakından alakası olan şekliyle, 'Fitne' kelimesi;
(1)Ayartma, azdırma, baştan çıkarma.
(2)Karışıklık, kargaşa.
(3)Ara bozma, bozgunculuk, fesat.
(4)Küfür, azgınlık, sapıklık.
(5)Ara bozan, fesat çıkaran, karıştıran; şeklinde manaları olan bir kelimedir.
'Siyaset'in orijinal manasında; devleti ve halka ait işleri gözeterek yolu ve usulünce yürütme ve yönetme anlamları vardır ve menfilik yoktur, güzel bir kelimedir. Bu nedenle, fitne çıkararak içerden ve dışardan düşmanlık yapan hainlerin, örgütlerin ve devletlerin bu psikolojik manevralarına 'Siyaset Mühendisliği' denmesini, 'siyaset' kelimesinin anlam algısına zarar vereceğini düşündüğümden dolayı, ben uygun bulmuyorum. Hainlerin bu planlama ve uygulamalarına 'Fitne Mühendisliği' denmesi, hem daha doğru algı oluşturacak ve bu tür oyunları bozacak, hem de bu tehlikeye karşı bizi birleştirici tesirinden dolayı birlikte mücadele isteğimizi ve azmimizi artıracaktır.
Biz, dün olduğu gibi bu gün de, bunlarla mücadele edebilecek tarihî hafızaya, kültürel yapıya, akla, kuvvete ve cesarete zaten sahibiz.
Çünkü biz bu gün daha da iyi biliyoruz ki; bunların hayat tarzları birbirine benzer. Bunların büyük bir kesimi, alternatif kültürleri tanımayan, tanımak istemeyen, kendi tercihinden daha iyisiyle karşılaşmaktan ürken ve kendi kültürünü bir kibir vesilesi yapan insanlardan oluşur. Geriye kalan küçük bir kesimde alternatif kültürlerden haberdar olan ve şartlanmışlıklarından dolayı kasıtlı olarak kendi grubundaki büyük kesimi de yönlendirip yöneterek ve de piyon olarak kullanarak daha fazla menfaatler elde etmeye çalışan 'lider'lerden oluşur. Bu grubun yönetim kademesindeki insanlar; akil, ahirete inanan, maneviyata önem veren hoşgörülü insanlara karşı kibirli, acımasız ve toleranssızdırlar. Dünyalık, nefsî menfaatleri için 'fitne mühendisliği' yapar, yalan, dedikodu, iftira, riyakarlık/ikiyüzlülük, bukalemunluk, dalkavukluk, hırsızlık, katillik gibi davranışları araç olarak hiç çekinmeden, utanmadan kullanırlar ve uygularlar. Bunlar için her türlü müsbet veya menfi yol mübahtır. İnsanların dîni duygularını, manevi birlikteliklerini, değerlerini dahi kullanırlar; dejenere etmeye çalışırlar, kendi hayat tarzlarını dayatırlar. Esas amaçları, kendi hegemonyalarını kurmak; kültürlerini bütün insanlığa, ikna ederek, bu olmuyorsa zorla, korkutarak veya eziyet ederek kabul ettirmek, böylece maddi kaynakları ve kendilerinden olmayan insanları sömürmektir. Bu nihai hedefleri için, kanunsuz dinleme ve mahrem video çekimleri yapar, şantaj aracı olarak bunları, büyük birliktelikleri, ırkları, mezhepleri, ülkeleri ve savaşları dahi kullanırlar. İnsanları birbirlerine düşman eder, öldürtür, çocuk cesetlerini ve mazlumların feryatlarını dahi keyifle seyrederler. Silah, uyuşturucu, fuhuş, yani insanlığa zarar verecek her ne varsa yok etme ve tehdit aracı olarak kullanır ve kontrolleri altında tutmaya çalışırlar.
Bunların 'fitne mühendisliği'ne basit bir misal verecek olursak: Bunlar kendi adamlarını bile kendi adamlarına öldürtür, suçu karşı tarafa atar, insanlar veya kalabalık insan grupları arasına kin ve nefret tohumlarını saçar, gruplar ve veya milletler arasında savaş çıkarabilirler. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle ve yarında belki böyle olacak. İnsanların imtihanı ilelebet devam edecek.
Bu mevzuda tarihi hikayeleri, günlük olayları ve buna benzer fitne mühendisliklerini birbirimizle konuşmalı; çocuklarımıza, gençlerimize sezdirmeli, okumalı veya anlatmalıyız. Bu tür tehlikelere karşı onları dikkatli olmaya, provokasyonlara ve provokatörlere aldanmamaya, dolduruşa/gaza gelmemeye hazırlamalı, feraset ve basiret sahibi insanlar olarak yetişmeleri için gayret sarfetmeye devam etmeliyiz.
Biz ve çocuklarımız, maneviyatı da maddeyi de, birbirini güçlendirecek şekilde önemseyen, 'çalışkan insanlar' olmalıyız. Hak daima galip gelmeye muktedirdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.