Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

VAHŞİ BATININ YAHŞİ AKTÖRLERİ

Karikatür deyince Filistinli Naci el-Ali gelir ilk olarak aklıma. 40 binin üzerinde çizdiği karikatürlerin içinde Hanzala dünyaca bilinen bir karekterdi. Hanzala Filistin'in verdiği özgürlük mücadelesinin sembolü aynı zamanda da İsrail'i en çok rahatsız eden kahraman olmuştu. El Ali'nin tek amacı, işgal altındaki topraklarında yaşanan İsrail zulmünü kalemiyle dünyaya anlatmaktı. Hanzala'yı, insanlığın Filistin'de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü bir küskünlüğün ifadesi olarak sürekli sırtı dönük halde resmetmiş, o hep Filistin direnişinin on yaşında kalan, yüzünü asla dönmeyen küçük çocuğu olarak kalmıştı.
Daha sonra ne mi oldu Fiistinli El Ali, Londra'da 27 yıl önce İsrail ajanları tarafından sessiz sedasız bir şekilde öldürülmüş, suikastin Mossad tarafından işlendiği bilindiği halde dünya genelinde hiçbir ülkeden bir tepki gelmemişti. Dünya şoka girip, Fransa'daki karikatüristlere gösterdiği tepkinin hiçbirini göstermemiş , suikastı sessizlikle izlemişi.
Evet, karikatür bazı gerçekleri göstermesi ve düşündürmesi bakımından güzeldir, önemlidir. Mizah da karikatürün ayrılmaz bir parçasıdır ve eğlencelidir. Şirazeyi kaçırmadığı ve kalemle terör yapılmadığı sürece. Charlie Hebdo dergisinin basın ve ifade özgürlüğünü adı altında ırkçı bir yaklaşımla kutsal ve dini değerlere saygılı olmadığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Hatta bildiğim kadarıyla bütün dinlerin peygamberleriyle alay eden bir dergi. Ama şu çok önemlidir ki dini değerler ifade özgürlerinin daima üzerindedir.
Bu arada Peygamber Efendimize (sav) yönelik saygısız ve hakaret içeren karikatürlere dayanamayacağımı bildiğim için hiç bakmadım bakmayı da düşünmüyorum. Sosyal medyada paylaşanlar, gazetesinin köşesine taşıyanlar varmış onları da şiddetle kınıyorum.
Paris'te geçtiğimiz hafta Çarşamba günü meydana gelen Charlie Hebdo saldırısından bu yana Fransa'da sular bir türlü durulmak bilmedi. Bütün dünya ayağa kalktı. Avrupa şoka girdi. Fransa'da milyonlarca kişinin katıldığı teröre karşı birlik yürüyüşünde 50'ye yakın ülkenin liderleri kol kola yürüdü. Dergi, saldırıdan önce 45 bin olan tirajını, 3 milyon adet baskıya çıkardı. Ülkemizde ise bu baskını tasvip edenler ve kınayanlar olmak üzere insanlar ikiye ayrıldı. Bazı tepkiler, eylemler gün geçtikçe artmaya devam ediyor.
Derginin yaydığı nefret ve ırkçı söylemi sonunda gelip kendisini bulsa da bu menfur saldırıyı ne onaylamamız ne de Charlie Hebdo'nun saldırgan mizah anlayışını tavsip etmemiz mümkün değil. Peki biz bu saldırıyı nasıl okumalıyız
Bize gelince demokrasi ve insan hakları nutukları atan batı, kendi yakın tarihine karşı daima üç maymunu oynayarak ölü taklidi yapmaktadır. Katliam, vahşet, terör deyince birçok ülkenin eline su bile dökemediği Fransa'yı hatırlayacak olursak, 1954 -1962 yılları arasında 1.5 milyon Cezayirli Müslüman, Fransızlar tarafından acımasızca katledilmiş, akla hayale gelmeyen işkencelere maruz kalmış, kadınlara sayısız tecavüzler gerçekleştirmiştir. Katlettiği Faslı Müslümanların fotoğraflarını posta pulu yapanların, bugün Müslümanlara terörist ve bütün Müslümanlar katildir imajı vermesine, terörist algısı yapmalarına, İslam dinini suçlu ilan etmelerine sadece acıyla gülümsüyorum.
Dünyayı kan gölüne çevirenlerin Müslümanlar değil, bitmek bilmeyen hırsları yüzünden Batılılar olduğunu söyledikten sonra yüzümüzü bir an batıya çevirelim.
1. ve 2. Dünya savaşını çıkaran, Hiroşima ve Nagasakiye nükleer bomba atan,11 Eylül 2001'de ABD'nin ikiz kulelerini patlatarak ( 4000 Yahudi'nin işe gelmediği 11 Eylül günü) 2603 kişi ölümüne sebep olan, Irak'ı, Afganistan'ı, Pakistan'ı paramparça ederek, milyonlarca Müslümanı öldüren, Vietnam' da 5 milyon kişiyi, Bosna Hersek'te on binlerce Müslümanı, Avustralya'daki 20 milyon Aborjinleri, Kuzey ve Güney Amerika'da 150 milyon Kızılderiliyi, Arakan'da Müslümanları, öldüren kim Mısır'da bir sahur vaktinde 2000 Müslümanı kurşuna dizen Sisi'yi tebrik eden kim
PKK terör örgütünü ülkemizde 30 yıldır destekleyen, alkışlayan, PKK'lılara ülkelerini açanlar, 60 yıldır terör devleti Siyonist İsrail'in bebekleri ve çocukları öldürmesini seyredenler, Suriye'de kadınlar ve çocuklar olmak üzere 250 bin insan ı öldüren Esed'i destekleyenler kim Ki Esed rejimi, açlığı ve soğuğu silah olarak kullandığı için, hala Suriye'den yürekleri donduran görüntüler gelmeye devam ediyor.
Terörden, kandan beslenen emperyalist Batı, işte bunlar hep senin eserin. Fransa bugün ölenlerini sayabiliyor, matematiği yeterse Müslümanlardan ölenleri sayabilecek mi
Önemli bir hususta Anders Behring Breivik adlı kişinin Batı Hristiyanlığı adına Norveç'te 77 kişiyi öldürmesi üzerine Hristiyanlık-terörizm ilişkisi hiç sorgulandı mı Kimse Breivik'in dinini sorgulamadığı gibi 77 kişiyi katlettikten sonra Hristiyanlık aleyhine bir yorum yapıldı mı Buna kimse Hristiyan terörü demediği gibi Hrıstiyanofobia diye bir şey hiç uydurulmadı. Tabi Breivik'in akli dengesi bozuktu çünkü.
Beni asıl korkutan şey, İslam karşıtı yeni bir 11 Eylül psikolojisi oluşturulması ve Fransa'daki çirkin ve İslam'la bağdaşmayan bu plana, ülkemizi dahil etme ve terörle ilişkilendirilme çabasıdır. Ve bunlardan da daha tehlikeli olan içimizdeki batılılardır.
Ayrıntıdan öze gelecek olursak, bizler tarihin hiçbir anında terörist olmadık olmayacağız da. İslamiyet bir terör dini değildir, töreristte Müslüman değildir zaten. İslam düşmanlığına karşı şimdi güçlü mücadele zamanıdır. Uyanık olmak, oyunlara, provasyonlara gelmemek, fitneye alet olmamak zorundayız. Terörü kınayalım tepkisiz kalmayalım, saldırıda öldürülen 12 kişinin de İslamafobianın simgesi yapılmasına izin vermeyelim. Ama bunun için Charlie olmamız gerekmez.
İki hatırlatma ile bitirelim. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki, kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Diğeri ise, katile zor gelen şey cinayet değil, kurbanın cenazesinde en yüksek sesle ağlamak zorunda olmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi