Ameliyat için hastasından para isteyen kalp damar cerrahını tutuklayan,
Gayrimeşru çocuğunu diri diri toprağa gömen kadını ise salıveren bir adalet teşkilatımız var.
Hani yakın geçmişteki bir Milli Eğitim Bakanı, "Elmas maden yataklarımız yok ama elmastan daha kıymetli bir milli eğitim sistemimiz var" demişti de, cümle ehli vukuf acı acı tebessüm etmişti ya...
Tıpkı öyle.
Nur topu gibi bir adalet teşkilatımız var!!!
Ne kadar övünsek az!
İlkinde, idari bir soruşturma ve ceza ile ıslah edebileceğimiz yetişmiş ve daha nice hayatlar kurtarabilecek bir kalp damar cerrahının hayatını karartıyor,
İkincisinde ise dünyanın en korkuncu olan bir cinayeti neredeyse özendiriyoruz.
Hani trafikte hatalar zinciri yapan şoföre denir ya;
"Ehliyeti kasaptan mı aldın"
Şimdi bu hakimlere, "Hukuk diplomasını cami avlusunda mı buldun" diye sorsak...
"Evet", demelerinden korkuyorum.
Zira,
Her köşe başına açılan Hukuk Fakültelerinin, artık cami avlusuna bırakılan çocuktan farkı kalmadı...