Yanmaktan sevda düştü, yan ey gönül nara yan

Kül olmadan kulluk yok üç günlük hara dayan

Ol pervane aşkında yok ol aşkın nurunda

Aşka düçar olanlar derdinin sürurunda

Yerle gök arasında al nefes ciğerin dar

İsyan düşmandan bıçak, sabırla sineni sar

Nefis doymayı bilmez, yolsuzlar yola gelmez

Nefsine mağlup olan dünya ahiret gülmez

Güneş ay ve yıldızlar o ilahi zikirde

İlimden geri kalan saçmalar her fikirde

Taş toprak dile gelmiş; aç gözünü ölüm var!

Bir nasuh tövbe yıkar, olsa cürüm dağ kadar

Sen çık iki adım at, varsın gelmesin menzil

Sen gönlü göze devşir, varsın silmesin mendil

Hak hak diye hakikat açılsın perde perde

Ölsün masivada kul, olsun ölümsüz yerde

Benliği benden ayrı yere bir post yapmalı

Et kemik postu çalıp ruhu bir dost yapmalı

Gökkubbeyi delmeli amin amin elleri

Gönle kastı olanın Kabe'yedir dilleri

Sadrıma yumruk yumruk vuruyorken günahım

Her bahar çiçek açar tevbelerle imanım

Habib-i kibriyadan muhabbet verir misin

Ey dergah-ı ulu yar, bana kulum der misin