Sizin hiç, evi başına yıkılanlarınız var mı

Filistinlilerin var.

Ya, gözleri önünde çocukları kurşuna dizilenleriniz

Filistinlilerin var.

Peki, bir yudum su,  bir lokma ekmek için; kuş gibi ağızlarını aça aça can veren, kundakta sabileriniz var mı

Filistinlilerin var.

Sizin hiç; narkozsuz ameliyat edilen, kolu bacağı kesilen; Ananız, Babanız, çocuğunuz, kardeşiniz, yariniz, yareniniz... var mı

Filistinlilerin var.

Başını sokacak evi, yatacak yorganı, yemek pişirecek kazanı olmayanlarınız var mı

Filistinlilerin var.

Sizin hiç, pusulanın gösterdiği her bir yerden her gün 24 saat, üstüne mermi yağan, ateş yağan, füze yağan şehirleriniz var mı

Filistinlilerin var.

Sağır dünyaya sesini duyuramayıp; çığlık çığlığa çıldıranlarınız var mı

Filistinlilerin var.

Sizin hiç, kaybolan geçmişiniz, karanlık geleceğiniz, beş dakika sonraya çıkmaktan kesilmiş ümidiniz, konuşulmayan sözleriniz, yazılmamış şiirleriniz ve söylenmeyen türküleriniz var mı

Filistinlilerin var.

Peki, hemen yanı başınızda tüm bu vahşete seyirci kalıp; bir de size çıkışarak

"Arap'tan bize ne"

"Onlar bize ağladı mı ki, biz onlara yanalım"

"Arap seviciler sizi"

"Onlar da akıllı dursalardı"...

Diyen; ahmak, geri zekâlı, vicdan yoksunu, insanlıktan çıkmış oksijen israfı sürüngenleriniz... Var mı

Evet, işte o da bizde var.

Hem de yüz binlerce...