Türkiye denince akla bir süredir sadece ‘Ekonomik Kriz’ geliyor. Çünkü bitmek bilmeyen bir kriz yaşıyoruz. Her gün küçük miktarlarla başlayıp 1 hafta içinde zirveye tırmanan fiyat etiketleri halkı şok içinde bırakıyor.

Bugün almayız fiyatı düşünce alırız denilen ihtiyaçlar bile her geçen gün alınması imkansız hale gelebiliyor. Şu bir gerçek ki ne zamana kadar almayacağız?

Sevdiğimiz, ihtiyacımız olan şeyleri 1 hafta ya da 2 hafta almadık diyelim sonrasında hiç mi alamayacağız? Ekonomik Kriz böyle devam ederse alamayacağız.

Evlerimizde her gün arkadaşlarında gördüğü farklı yiyecekleri ya da eşyaları görüp heveslenebilecek çocuklarımız, tanıdıklarımız var. Ekonomik zorluğu yaş grubu henüz küçük olan çocuklara anlatmak çok zor.

Anlatsak bile uzun süre bu sorunun bizim hayatımızda nelere etki edeceğini süre olarak açıklayamayız.

Ama şu da bir gerçek ki bu krizde zengin olan insanlara hiçbir şey olmadı, yine hunharca alışveriş yapmaya tüketim çılgınlığına devam ettiler. Durumu ortalama olan insanlar ise fakirleşme sınırına indi.

Eğer bu düzen kısa bir süre içinde tamamen düzelmezse ülkemizi büyük bir fakirlik ve kıtlık bekliyor.  Halk’a düşen sorumluluk ise elinden geldiğince israftan kaçınması olacak.