Üzerinden tam 85 yıl geçmiş.
Dünya değişmiş. Haritalar değişmiş, sistemler değişmiş.
85 yıl önce dost olanlar düşman, düşmanlar dost olmuş.
Yeni paktlar kurulmuş yeni ittifaklar yapılmış.
Teknoloji, teknik ve üretim inanılmaz seviyelere gelmiş.
85 yıl öncesinin en büyüğü olan yük gemileri neredeyse şimdinin küçük teknesi mesabesinde.
Her şeyin yeniden gözden geçirildiği günümüzde, 85 sene önce imzalanan sözleşmenin de yeniden düzenlenmesi gerekmez mi
Bizim muhalefete göre, gerekmez...
Hatta dokundurmayız diyorlar.
Çanakkale ve İstanbul olmak üzere, Dünyanın en kıymetli boğazlarından, ikisi bizde.
Ama gel gör ki;
Süveyş kanalı bile yıllık 10-15 milyar dolar gelir getirirken, bize tek kuruş getirisi yok...
Siz bu ülkenin vatandaşı olarak; kendi köprünüzden bedava geçemezken, dost düşman demeden binlerce grostonluk gemiler, alay eder gibi, düdük çala çala geçip gidiyorlar.
Üstelik havamızı suyumuzu kirlettikleri bir yana, İstanbul için telafisiz zararlara sebep olacak, büyük büyük kazalar atlata atlata gelmişiz bugünlere…
Bu böyle gitmez ve gitmemeli...
İktidar diyor ki;
Ya alternatif kanal yapalım ya da 85 yıllık anlaşmayı gözden geçirelim.
Tabi bedavaya alışmış ülkelerin hiç biri buna razı olmaz ve olmuyor da.
Hatta bunu bir savaş sebebi bile sayabilirler...
Ama o da ne
Onlar henüz cevap bile vermemişken,
Ses bizim muhalefetten geliyor.
- Kanal da yaptırmayız, Möntrö'ye de dokundurmayız!
Güler misin Ağlar mısın
Tabi bizim muhalefet varken, adamlar bırak savaşmayı, konuşmuyorlar bile.
Muhtemelen ellerini, ovuşturup kıs kıs gülüyorlardır...
Üstelik bizimkiler bunu Atatürkçülük adına yapıyorlar.
Alkışlayanlar arasından biri çıkıp da;
- Yahu durun! Atatürk yaşasaydı bu hale razı olur muydu diye sormuyor iyi mi